Obezite Cerrahisinde Yeni Dönem

Obezite Cerrahisinde Yeni Dönem:  Ameliyat için Uygunluk Kriterlerinde Obezite Derecesi Düşürüldü

21’inci yüzyılın en önemli sağlık sorunlarından biri haline gelen obezite hastalığının insan hayatını 10 yıl kısaltabileceğini belirten Genel Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Cihan Şahan, Aralık 2022’de Uluslararası Obezite ve Metabolik Cerrahi Federasyonu (IFSO) ile Amerikan Metabolik ve Bariatrik Cerrahi Derneği (ASMBS) ‘nin yayınladığı kılavuzdaki değişikliklerle ilgili önemli bilgiler verdi. Op. Dr. Şahan, kılavuzdaki en önemli değişikliğin obezite hastalığı olan bireylerde ameliyat önerilen grupların obezite derecesinin düşürülmesi olduğunu söyledi.  

Günümüzün pandemisi haline gelen ve büyükten küçüğe birçok insanı ilgilendiren obezitenin cerrahi tedavisi için IFSO ve ASMBS’nin ortak kılavuzunda vücut kitle indeksine göre hesaplanan obezite derecelerinin bir derece aşağıya çekilmesi ameliyat olabilecek obezite hastalığı olan bireylerin oranını da arttırdı. Yeditepe Üniversitesi Kozyatağı Hastanesi Genel Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Cihan Şahan, bu oranlarının aşağıya çekilmesinde; obezite cerrahisinin kilo kaybının yanı sıra eşlik eden kronik hastalıklarda gerilemeye, cerrahi komplikasyon oranlarının azalmasına ve yaşam kalitesinde artışla elde edilen başarılı sonuçların etkili olduğunu söyledi.

Op. Dr. Cihan Şahan’ın konuyla ilgili şu bilgileri verdi: “Daha önce 3. derece obezite hastalığı olan bireylerde ek hastalık olup olmadığına bakılmaksızın cerrahi önerilmekte idi. Bu kılavuzda ise obezite hastalığı olan bireylerde 2. derece obezite hastalığı varsa yani vücut kitle indeksleri 35-40 aralığında ise ek hastalık şartı aranmaksızın ameliyat önerilmektedir. Ek hastalığı olan özellikle diyabet ve hipertansiyon gibi kronik hastalık durumlarında 1. derecede obezite hastalığı olan bireylerde de ameliyat önerilmektedir” dedi.

“Obezite önlenebilir ve tedavi edilebir bir hastalıktır” 

Dünya Sağlık Örgütü’nün 2021 yılındaki verilerine göre obezitenin son 50 yılda yaklaşık 3 kat arttığına dikkat çeken Genel Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Cihan Şahan “Bu raporda, 18 yaş ve üstü 1,9 milyardan fazla yetişkin fazla kilolu ve bunların 650 milyondan fazlasının obezite hastalığı olan bireyler olduğu belirtiliyor. Ayrıca 5-18 yaş arası 340 milyon çocuk ve ergenin fazla kilolu veya obez olduğu, buna ek olarak 5 yaş altı 39 milyon çocuğun fazla kilolu veya obez olduğu gösteriliyor” diye konuştu.

Obezitenin en temel sebebinin kötü beslenme alışkanlıkları ve fiziksel aktivitenin yeterli düzeyde yapılmaması olduğunun altını çizen Op. Dr. Cihan Şahan, “Ancak bilinmesi gereken nokta obezitenin tedavi edilebilir ve önlenebilir bir hastalık olduğudur. Kötü beslenme alışkanlığına, kişilerin küçük yaşlarda sağlıksız beslendiği, çevresel faktörlerin ve bazı psikolojik nedenlerin de devreye girdiği birçok sebep eklenebilir. Obezite tedavisiyle asıl amacımız ise hastalarımıza kilo verdirmek ve kiloyu belli bir seviyede tutmaktır. Bu sayede obeziteye bağlı gelişebilecek diğer komplikasyonların da önüne geçmiş oluruz” ifadelerini kullandı.

“Hatlaraın alacağı tedavi profesyonel ekip tarafından belirlenmeli”

Obeziteyi halk sağlığı problemi olarak görmek ve bunun önlemlerini önceden almak gerektiğine değinen Op. Dr. Şahan, konuyla ilgili şöyle konuştu: “Obezite hastalığı olan kişilerin ihtiyaç duyduğu tedavi kapsamlı olarak ele alınmalı ve deneyimli bir ekip tarafından belirlenmelidir. Hangi hastanın cerrahi veya endoskopik tedaviye hangi hastanın medikal tedaviye ihtiyaç duyduğu multidisipliner bir yaklaşımla tespit edilmelidir. Bu bağlamda cerrahi kararının da obezite ve metabolik cerrahi alanında deneyimli ekiplerin yer aldığı donanımlı merkezlerde alınması son derece önemlidir.”

“Obezite ile mücadele kısa süreli olmaz”

“Kilo sorunu yaşayan kişiler aslında bunun bir sorun olduğunu biliyorlar ve bu sorunun üstesinden gelmek için kendi belirledikleri farklı yöntemleri (diyet ve egzersiz vs) deniyorlar. Bu denemeler kısa süreli ve geçici etki oluşturuyor” diye konuşan Op. Dr. Cihan Şahan sözlerine şöyle devam etti: “İstenen etki alınamayınca umutsuzluk ve görmezden gelme gibi durumlar neticesinde başarısız olabiliyor. Obezite ile mücadelede önemli olan kısa ve geçici yöntemler değildir. Hayat tarzı değişikliği, doğru beslenme ve egzersiz ile uzun vadeli planlamalar yapmak gerekir. Bir çok kez denenmesine rağmen bireylerin başarıya ulaşamadığı durumları yani kişilerin kendi başlarına obezitenin üstesinden gelemediği durumları klinik obezite olarak tanımlayabiliriz. Uzun yıllar obezite ile mücadele eden bireylerin herhangi bir başarıya ulaşamadıkları ve bu durumun kendi başlarına üstesinden gelemedikleri durumlarda bizim hastalara destek olmamız gerekmektedir.”

 “Obezite cerrahisinde yeni döneme geçildi”

Uluslararası Obezite ve Metabolik Cerrahi Federasyonu (IFSO) ile Amerikan Metabolik ve Bariatrik Cerrahi Derneği (ASMBS)’nin Aralık 2022’da yayınladığı ortak yeni kılavuz ile obezite alanında yeni bir döneme girdiklerine işaret eden Op. Dr. Şahan, süreçle ilgili şunları kaydetti:  “Obezite tedavisi için gelen hastalarımıza öncelikle obezitenin hangi derecede olduğunu değerlendiriyoruz. Geçtiğimiz yıla kadar 3’üncü derecede obezite, yani vücut kitle endeksi 40’ın üstünde olan hastalarda cerrahi endikasyon koyabiliyorduk. Ancak Aralık 2022 itibariyle yayınlanan yeni kılavuzda 2’nci derecede obezite, yani vücut kitle endeksi 35’in üzerinde olan kişilerde de ek hastalık durumuna bakılmaksızın ameliyat önerilmektedir. Bununla birlikte ek hastalığı bulunan yani vücut kitle endeksi 30-35 arasında olan birinci derecede obezite hastalarında da ameliyatlar önerilmektedir. Bu klavuzun açıklanması ile birlikte obezite cerrahisinde yeni bir döneme girildi.”

Böyle bir kararın alınarak klavuza girmesinde birkaç noktanın etkili olduğunu belirten Op. Dr. Cihan Şahan, “Obezite cerrahisinde yaklaşık 60-70 yıldır uygulanan gastrik by-pass ve yine son 20 yıldır uygulanan tüp mide ameliyatlarından elde edilen başarılı sonuçlar önem arz ediyor. Dünyada salgın haline gelen obezitenin önlenmesinde cerrahinin en etkin ve son yıllarda güvenle uygulanan yöntemler haline gelmesi sebebiyle, obezite derecesinin aşağı çekilerek kılavuzların oluştuğunu düşünüyorum. Ayrıca kronik hastalıkların gerilemesindeki etkisi de önemlidir. Örnek olarak söylemek gerekirse, özellikle ailesel olmayan diyabeti olan obezite hastalığı olan kişilerde obezite ameliyatı sonrası diyabetin yüzde 90’ların üzerinde gerilediği ve hatta ilaç kullanımlarının tamamen bırakıldığını gösteren çalışmalar vardır” dedi.

“Obezite Önlendiğinde yaşam süresi  

Op. Dr. Şahan, “Obezite hastalığı olan bireylerin normla kilolu bireyler ile kıyaslandığında obezite hastalığı olan kişilerin ortalama yaşam sürelerinin 10 yıl daha az olduğu gösterilmiştir. Obeziteyi önlediğimizde bu anlamda hem yaşam süresi uzuyor hem de obeziteye bağlı kronik hastalıkların özellikle tansiyon, şeker ve kalp hastalığı gibi hastalıkların gerilediği ve yaşam kalitesinin arttığını söylemek mümkün” dedi.

İlginizi çekebilir

Nadir Bir Kan Hastalığı: Hemofili

Nadir hastalıklar toplumda 2 binde birden daha az sıklıkla görülen hastalıkları ifade ediyor. Bunlardan biri olan hemofili, doğuştan itibaren genetik bir bozukluk nedeniyle kanın pıhtılaşmasını sağlayan maddelerden birinin eksik, bozuk veya hiç olmamasından kaynaklanıyor. İstanbul Üniversitesi Rektörü ve Türkiye Hemofili Derneği Başkanı Prof. Dr. Osman Bülent Zülfikar nadir hastalıklardan biri olan hemofiliye ilişkin önemli bilgiler paylaştı.