Nadir Hastalıklarla Yaşayan İnsanların Yaşamlarını İyileştirmek İçin Tüm Gücümüzle Çalışıyoruz

Alexion Türkiye Hematoloji & Nefroloji Ekibi

Nadir hastalıklar alanında dünyada 30 yıldan fazla süredir, Türkiye’de ise 2010 yılından beri hizmet veren Alexion, AstraZeneca Nadir Hastalıklar Ekibi ile PNH ve aHÜS hastalıklarını ve bu alanda ne gibi çalışmalar yaptıklarını konuştuk.

Alexion, AstraZeneca nadir hastalıklar ekibi olarak sizleri biraz tanıyabilir miyiz?

Alexion, AstraZeneca Nadir Hastalıklar Türkiye Genel Müdürü Derya Köker:

Global biyoteknoloji şirketi Alexion, AstraZeneca Nadir Hastalıklar Türkiye olarak, nadir hastalıklar alanında dünyada 30 yıldan fazla süredir, Türkiye’de ise 2010 yılından beri hizmet veriyoruz. Etik değerlerimize uygun olarak yüksek niteliklere sahip ekibimizle birlikte nadir ve yıkıcı olan hastalıklara yönelik inovatif ürünler sunuyor, bu hastalıklardan etkilenen insanları ve ailelerini, hayatlarını dönüştürmeye yardımcı olacak teknoloji ve sağlık hizmetleri ile destekliyoruz.  

Özverili ve yetenekli takım arkadaşlarımız ile birlikte, yenilikçi ilaçların geliştirilmesi ve hastalara sunulmasının yanı sıra destekleyici teknolojiler ve sağlık hizmetleri yoluyla Türkiye’de nadir hastalıklarla yaşayan insanların yaşamlarını iyileştirmek için tüm gücümüzle çalışıyoruz. 

Orta Doğu Teknik Üniversitesi Moleküler Biyoloji bölümünden mezun olduktan sonra, Ankara Üniversitesi’nde Farmasötik Yönetimi alanında yüksek lisans yaptım. 2015 yılından beri Alexion, AstraZeneca Nadir Hastalıklar bünyesinde çalışıyorum. Son sekiz senede şirkette çeşitli sorumluluklar üstlendim. Pazarlama Lideri olarak başladığım görevime, Kompleman İş Birimi Direktörü olarak devam ettim ve son olarak da 2018 yılı Ekim ayında Genel Müdür olarak atandım. İlaç sektöründe 26 yılı aşkın bir deneyimim bulunuyor.

Belma Bozkurt – Hematoloji & Nefroloji İş Birimi Direktörü:

Marmara Üniversitesi İşletme Bölümünü ve Yeditepe Üniversitesi’nde burslu olarak MBA eğitimini onur derecesi ile tamamladım. Profesyonel kariyerime Abdi İbrahim İlaç’ta Management Trainee olarak başladım, ardından Novo Nordisk firmasında Ürün Müdürlüğü ve Bölgesel Ürün Müdürlüğü, Merck’ te Pazarlama Müdürlüğü yaparak MS ve endokrin alanında lansman süreçlerine liderlik ettim. Abdi İbrahim İlaç Romatoloji iş birim yöneticiliğini takiben Alexion, AstraZeneca Nadir Hastalıklar Türkiye’ye Hematoloji & Nefroloji İş Birim Direktörü olarak temmuz ayında göreve başladım.

İlaç sektöründe 17 yıldır satış ve pazarlama yönetimi alanında çalışıyorum. On farklı terapötik alanda kazandığım satış, pazarlama tecrübesi ile lansman, CSO, lisansör ilişkileri, orjinal, jenerik moleküller ve biyoteknoloji alanlarında tecrübe kazandım. Nadir hastalıklar alanında çalışarak insanların hayatlarına pozitif dokunuşlarda bulunabilmek, bu görevi severek yapmamın en önemli sebebi.

Dr. Oğuz Yılmazer- Medikal Direktör:

Gülhane Askerî Tıp Akademisi (GATA) mezunuyum. 7 sene hekimlik yaptıktan sonra 2009 yılında Novartis Onkoloji’de MSL olarak sektöre giriş yaptım. Daha sonra Boehringer Ingelheim firmasında Medikal Müdür olarak çalıştım. 2011 yılında ise AstraZeneca Türkiye’de çalışmaya başladım.

Kardiyovasküler, metabolizma, solunum ve onkoloji tedavi alanlarında yine medikal departman içerisinde Grup Medikal Müdür, Ülke Medikal Direktörü, MEA ve uluslararası roller dahil olmak üzere farklı sorumluklar üstlendim. Eylül ayında ise Alexion AstraZeneca Nadir Hastalıklar Türkiye Medikal Direktörü olarak atandım.

Dr. Gökçe Aydoğdu – Medikal Direktör Yardımcısı:

Celal Bayar Üniversitesi Tıp Fakültesi mezunuyum. Mezuniyetimin ardından farklı alanlarda 9 yıllık hekimlik tecrübem sonrasında ilaç endüstrisinde çalışmalarıma devam etmeye karar verdim. 11 yıllık tecrübemde göz, retina hastalıkları ve nefroloji, nöroloji nadir hastalıklar alanlarında çalışmalarımı sürdürdüm. Alexion, AstraZeneca Nadir Hastalıklar Türkiye Bilim departmanında Medikal Direktör Yardımcısı olarak çalışıyorum.

Bu alanlarda çalışma sürecim boyunca, her yeni güne uyandığımda, bugün nadir hastalıklar ile mücadele eden hangi hastanın hayatını normal sağlıklı bir birey gibi sürdürmesini sağlayabilirim düşüncesi ana misyonum oldu. Bilim departmanı çalışanı olarak ülkemizde nadir hastalıkların farkındalığını artırarak bu alanda çözüm bekleyen hastalara doğru zamanda, doğru tedavilerin ulaştırılmasının önemini özellikle vurgulamak isterim.

Dr. Ufuk Çakır – Medikal Direktör Yardımcısı:

Alexion, AstraZeneca Nadir Hastalıklar’da PNH, NMOSD ve Metabolizma alanlarından sorumlu Medikal Direktör Yardımcısı olarak çalışıyorum. Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi mezunuyum ve Aile Hekimliği Uzmanıyım.

Farma sektörüne 2013 yılında Abbott EPD’de kardiyoloji, endokrinoloji, gastroenteroloji ve genel Cerrahi alanlarından sorumlu MSL olarak başladım. Alexion’a 9 yıl önce PNH’dan sorumlu Medikal Danışman olarak ekibe katıldım. Alexion’da Diagnostik Servis, GATM, Med-info gibi farklı sorumluluklar üstlendim.

Zeynep Özcan – Kıdemli Ürün Müdürü:

Orta Doğu Teknik Üniversitesi Bilgisayar Mühendisliği mezunuyum. Ardından Barcelona School of Economics’te Ekonomi ve Finans yüksek lisans programını tamamladım. 2023 yılının mayıs ayında PNH endikasyonundan sorumlu Kıdemli Ürün Müdürü olarak Alexion, AstraZeneca Nadir Hastalıklar Türkiye’ye katıldım. 10 yıllık ilaç endüstrisi deneyimim öncesinde bir yıllık bilişim sistemleri alanında tecrübem bulunuyor. İlaç endüstrisinde ağrı, alerji ve metabolik hastalıklar alanlarında pazarlama, stratejik planlama ve satış yöneticiliği gibi rollerde görev aldım.

Alexion, AstraZeneca Nadir Hastalıklar Türkiye Hematoloji & Nefroloji ekibi olarak attığımız her adımda sürekli yenilikçi bir yaklaşım sergileyerek nadir hastalıklardan ve yıkıcı sonuçlarından etkilenen hastalara umut olmak için var gücümüzle çalışıyoruz.

Ecz. Erdem Kolbakır – Kıdemli Ürün Müdürü:

Hacettepe Üniversitesi Eczacılık Fakültesi mezunuyum. Ardından Bilgi Üniversitesi’nde İşletme yüksek lisans programını tamamladım.

2022 yılının temmuz ayında aHÜS endikasyonundan sorumlu Kıdemli Ürün Müdürü olarak Alexion, AstraZeneca Nadir Hastalıklar Türkiye’ye katıldım.

10 yıllık ilaç endüstrisi deneyimim boyunca onkoloji, hematoloji ve nefroloji tedavi alanlarında pazarlama, satış ve medikal departmanlarda çeşitli roller üstlendim.

Ali Altıparmak – Bölge Satış Müdürü:

Alexion, AstraZeneca Nadir Hastalıklar Türkiye’de Bölge Satış Müdürü olarak çalışıyorum. Başkent Üniversitesi Sağlık Kurumları İşletmeciliği mezunuyum.

Farma endüstrisine 2009 yılında Novartis’te kardiyovasküler ve metabolizma alanlarından sorumlu Tıbbi Mümessil olarak başladım. 2012 yılında Medtronic Medikal şirketinde nöroşirurji ve psikiyatri alanlarından sorumlu Satış Uzmanı olarak devam ettim. 2014 yılında Alexion ekibine hematoloji ve nefroloji alanlarından sorumlu Bölge Ünite Müdürü olarak başladım. Hala aynı alanlardan sorumlu Satış Müdürü olarak çalışıyorum.

Alexion, AstraZeneca Nadir Hastalıklar olarak son derece spesifik bir alana hizmet ediyorsunuz. Nadir hastalıklara özel çalışmanın nasıl dinamikleri var, Alexion, AstraZeneca Nadir Hastalıklar olarak yürüttüğünüz çalışmaları biraz anlatır mısınız?

Genel Müdür Derya Köker: Etik değerlerimize uygun olarak yüksek niteliklere sahip ekibimizle birlikte nadir ve yıkıcı olan hastalıklara yönelik inovatif ürünler sunuyor, bu hastalıklardan etkilenen insanları ve ailelerini, hayatlarını dönüştürmeye yardımcı olacak teknoloji ve sağlık hizmetleri ile destekliyoruz.  

Nadir Hastalıklar, Avrupa ve diğer gelişmiş ülkelerdeki tanımıyla; 10.000’de 5 ya da daha az sıklıkta görülen, çoğu ilerleyici, metabolik, kronik ve bazıları ölümcül olabilen hastalıklardır. Literatürde 10.000’den fazla nadir hastalık tanımlanmıştır ve bunların %80’inin genetik geçişli olduğu bilinmektedir. 1,2 Dünya çapında tahmini 400 milyon insan nadir görülen bir hastalığa sahiptir. 3 Nadir görülen bir hastalıkla yaşayan bir kişinin asıl teşhisinin konma süresi ortalama 4.8 yılı bulmaktadır ve bu süre 5 ila 10 yıla kadar uzayabilmektedir.4, 5 Nadir hastalıklardan etkilenenler, teşhiste gecikmeler, yetersiz sosyo-sağlık kaynakları, gerekli tedavilere gecikmeli ulaşma, sınırlı bilgi veya referans merkezlerine ve uzmanlara erişim gibi zorluklarla karşı karşıya kalmaktadır. 

Hastaların yaklaşık %50’sini çocuklar oluşturmakta, bu çocukların %30’u 5 yaşını görememektedir. 6,7 Bu durumun en temel sebebi; nadir hastalıkların sadece yüzde 5’inin teşhis edildiğinde etkili bir tedavi yönteminin bulunmasıdır. 8

Hastalıkların nadir görülüyor olması, uzmanlık, klinik çalışmalar, tedavi merkezleri, gerekli hasta sayısı ve iş birliği konularındaki eksikliğe; bunlara bağlı olarak yenilikçi yaklaşımların geliştirilmesinde yaşanan sıkıntılara; AR-GE çalışmalarında kısıtlara sebep olmaktadır. Halbuki nadir hastalıklar insan genomunun haritalanması ve klonlama gibi çeşitli çığır açıcı yeniliklere vesile olmuştur.

Nadir görülen hastalıklar ve yıkıcı koşullar altında yaşayan insanlar bizi, tıbbın, teknolojinin ve sağlık hizmetlerinin sınırlarını zorlamaya itiyor. Amacımız, onların hayatını iyi yönde dönüştürmektir. Bunun için de ihtiyacın büyük ölçüde karşılanamadığı ve hastalar ile ailelerine yardım fırsatı bulunan alanlara evrilmeye ve onlara yönelik inovasyon yapmaya devam ediyor ve ürünlerimizi şimdi olduğu gibi 2024 ve sonrasında da Türkiye’de daha fazla hastaya ulaştırmayı hedefliyoruz.  

PNH nasıl bir hastalıktır tanımlar mısınız, belirtileri nelerdir? Türkiye ve dünyada görülme sıklığı nedir?

Medikal Direktör Dr. Oğuz Yılmazer: Paroksismal Noktürnal Hemoglobinüri (PNH), kırmızı kan hücrelerinin parçalanması, pıhtı oluşumu ve kemik iliği yetmezliği ile karakterize bir hastalıktır. Genellikle 30’lu yaşlarda ve genç erişkinlerde daha sık görülse de hemen hemen bütün yaşlarda görülebilmektedir. Erkek ve kadınları eşit oranda etkileyen bu hastalık, kemik iliğinde yer alan kök hücrenin genetiğinde, sonradan kazanılan (aileden geçmeyen) bir mutasyon sonucu oluşmaktadır. Bu mutasyon nedeniyle, kırmızı kan hücrelerini koruyan bir protein üretilememekte ve kompleman sistemi tarafından vücudun alyuvarlarının parçalanması söz konusu olmaktadır.

Paroksismal Noktürnal Hemoglobinüri (PNH) semptomları arasında anemi (kansızlık), bitkinlik, pıhtı oluşumu, nefes darlığı, karın ağrısı, yutma güçlüğü, idrarda kırmızı renk bulunmaktadır. Kırmızı kan hücreleri parçalandığı için anemi oluşmaktadır. Bitkinlik, kırmızı kan hücrelerinin parçalanmasına bağlı oluşmakta ve hastaların günlük yaşam aktivitelerini yapamamasına ve yaşam kalitelerinin bozulmasına neden olmaktadır. Hastaların yüzde 17’si bitkinlik nedeni ile işe gidememekte ve çalışamamaktadır. Ayrıca vücudun bütün damarlarında görülebilen pıhtı oluşumları, hayatı tehdit etmekte olup ölümlerin ilk sıradaki nedenidir. Yine kırmızı kan hücrelerinin parçalanmasına bağlı olarak nitrik oksit düzeyi azalmakta ve düşük nitrik oksit düzeyi nedeni ile karın ağrısı, yutma güçlüğü ve nefes darlığı oluşabilmektedir. Kırmızı kan hücrelerinin parçalanma ürünleri (hemoglobin) idrara geçerek idrar rengini kırmızı renge çevirmektedir.

PNH, genetik bir mutasyon sonucu oluşsa da aileden genetik mutasyon geçişi yoktur, mutasyon doğumdan sonra genellikle 30’lu yaşlarda oluşmaktadır.  PNH’nın görülme sıklığı milyonda 15,9 vakadır9.                                                                                                             

PNH nasıl tedavi edilir? Hastaya etkin bir tedavi sağlanmazsa hastada bunun ne gibi sonuçları olur?

Medikal Direktör Dr. Oğuz Yılmazer: Günümüzde PNH tedavisinde, kırmızı kan hücrelerinin parçalanmasını önlemek için kompleman sistemini baskılayan tedaviler kullanılmaktadır. Kemik iliği nakli tedavi seçeneklerinden biri olmakla birlikte sadece bazı kısıtlı sayıda ve uygun hastada, özel durumlarda kullanılabilmektedir. PNH hastalarında ayrıca demir, vitamin B12, folik asit gibi destekleyici tedaviler de kullanılabilmektedir.

PNH hastalarının erken tanı alması ve tedavi başlanması, hastaların hayatı tehdit edici pıhtı oluşumdan korunması için çok önemli bir yarar sağlamaktadır.

PNH hastalığına sıklıkla eşlik eden diğer hastalıklar nelerdir?

Medikal Direktör Dr. Oğuz Yılmazer: PNH hastalığına kemik iliğinin az çalışması ile karakterize Aplastik Anemi veya Myelodisplastik Sendrom gibi hastalıklar eşlik edebilir. Bu tanıyı alan hastaların da mutlaka tanı kılavuzlarına göre semptom ve bulgu göstermese de PNH açısından değerlendirilmesi gerekir.   

aHÜS’ü tanımlayarak, görülme sıklığı, belirtileri hakkında bilgi verir misiniz?

Medikal Direktör Dr. Oğuz Yılmazer: Atipik Hemolitik Üremik Sendrom (aHÜS), vücudun savunma mekanizmasının kompleman sistemi adı verilen özel bir bölümünün, genellikle kompleman sisteminin normal işleyişindeki genetik bir kusur nedeniyle aşırı aktif olduğu bir hastalıktır. Sağlıklı kişilerde kompleman sistemi her daim aktif durumda olup bu sistem belirli mekanizmalarla kontrol altında tutulmaktadır. aHÜS’te genetik kusur nedeniyle, kontrol mekanizmasının bozulması, ve buna bağlı olarak kompleman sisteminin aşırı aktif hale gelmesi sonucunda vücudun kendi dokularına ve organlarına zarar vermeye başlaması klinik belirtilere neden olur. aHÜS, her yaş grubunda görülebilen, tüm vücut sistemlerini etkileyen , farklı klinik belirtilere neden olan ve ölümcül olabilen bir hastalıktır. Hastalarda en çok böbrek yetmezliği bulguları görülmektedir. Ancak, birçok hasta çoklu organ yetmezliğine bağlı farklı belirtiler sergileyebilir.

aHÜS hastaları çok farklı klinik semptomlar sergileyebilmektedir. Çoğunlukla hastalar organ yetmezliği nedeni ile acil tedavi birimlerine başvurduktan sonra yoğun bakım şartlarında izlenmektedir. Böbrek yetmezliği, kalp yetmezliği, görme kaybı, sindirim sistemi kanaması, solunum sistemi yetmezlikleri ve nörolojik ataklar görülebilmektedir.

aHÜS genetik bir hastalık ancak tek başına bu gen mutasyonuna sahip olmak aHÜS gelişimi için yeterli bir faktör mü?

Medikal Direktör Dr. Oğuz Yılmazer: aHÜS hastalarının yaklaşık yüzde 60’ında kompleman düzenleyici proteinleri kodlayan genlerde mutasyon saptanmıştır. Ancak mutasyon taraması yapılmasına rağmen tanımlanmış genetik mutasyon bulunmayan ama klinik olarak aHÜS ile uyumlu olan hastalar mevcuttur.     

Şu an var olan tedavi seçenekleri neler? Tedavideki yeni seçenek hasta yaşamına nasıl katkı sağladı?

Medikal Direktör Dr. Oğuz Yılmazer: aHÜS hastalarında erken tanı ve tedavi organ fonksiyonlarını korumaya yönelik hayat kurtarıcı yaklaşım olarak kabul edilmektedir. Ayırıcı tanı ile ilerlenen klinik yönetimde hastanın tanısı kesinleşinceye kadar destek tedavileri uygulanabilmektedir. Ancak aHÜS tanısı kesinleşen hastalarda hayat kurtarıcı tedavi seçeneği olarak kompleman sistemini baskılayan tedaviler dünyada ve ülkemizde bilim otoriteleri tarafından kabul edilmiş tedavi seçenekleridir.

Hem PNH hem de aHÜS hastaları ve yakınları nelere dikkat etmeli?

Medikal Direktör Dr. Oğuz Yılmazer: Nadir hastalıklara sahip olanlar ve onların yakınları ya da aileleri kendilerini sosyal anlamda yalnız hissetmemek için özellikle bu alanda faaliyet gösteren hasta dernekleri varsa bunu araştırmalı, kendilerini takip eden hekimlerden bu konuda faaliyet varsa öğrenmeliler. Bu hastalığın belirti ve bulguları ile ilgili gerekli eğitimleri, onları takip eden hekimlerden alarak farkındalıklarını artırmalılar. Hastalığın oluşabilecek komplikasyonları ile ilgili uyanık olmalılar. Özellikle hastalığın takibi ve uygulanan tedaviler gibi konularda sürekli kendilerini takip eden hekimle iş birliği içinde olmanın çok önemli olduğunu düşünüyorum. Çocuk hastaların ailelerine bu konuda daha fazla sorumluluk düşmektedir.  Ancak her yaş gurubundan olan aHÜS ve PNH hastaları düzenli takip ve tedavi sayesinde normal sağlıklı bireyler gibi yaşamlarına rahatlıkla devam edebilmektedirler.                                        

Eklemek istedikleriniz…

Genel Müdür Derya Köker: Türkiye’de son yıllarda nadir hastalıkların tanı ve tedavisi için çok olumlu adımlar atıldı, gerekli kurumsal altyapılar oluşturuldu ve öncelikler belirlendi. Tüm paydaşların ortak akılla çalışmasının ve aksiyona geçmesinin çok değerli olduğunu düşünüyoruz. Biz de Alexion, AstraZeneca Nadir Hastalıklar ekibi olarak, nadir hastalıklardan muzdarip olan hastaların hayatını iyi yönde dönüştürmek için üzerimize düşecek görevlere katkı sağlamaya, insan sağlığı adına her geçen gün daha fazlasını yapmaya daima hazırız. 

Alexion, AstraZeneca Nadir Hastalıklar Türkiye, öncelikli olarak hastalara hizmet etmeyi her zaman en ön plana almış şekilde çalışmalarına devam etmektedir. Bizim için her yeni başlayan gün “hastaların yaşamı için neler yapabiliriz” düşüncesini ilke edinerek başlar. Bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da Alexion, AstraZeneca Nadir Hastalıklar Türkiye medikal direktörlüğü olarak, bu bakış açısını ön planda tutacak şekilde çalışmalarımıza devam etmeyi arzu ediyoruz.

Referanslar: 

1 https://rare-x.org/wp-content/uploads/2022/05/be-counted-052722-WEB.pdf (Erişim Tarihi: 20.12.2022) 

2https://health.ec.europa.eu/non-communicable-diseases/steering-group/rare-diseases_en; https://www.aifd.org.tr/en/haberler/february-28-rare-disease-day/ (Erişim Tarihi: 20.12.2022) 

3 de Vrueh R BE, de Haan JMH,. Priority Medicines for Europe and the World “A Public Health Approach to Innovation” Background Paper 6.19 Rare Diseases., 2013; Global Genes. RARE Facts 2019. Available from:  https://www.ncbi.nlm.nih.gov/pmc/articles/PMC8201697/ (Erişim Tarihi: 20.12.2022) 

4https://rarediseases.org/wp-content/uploads/2020/11/NRD-2088-Barriers-30-Yr-Survey-Report_FNL-2.pdf (Erişim Tarihi: 20.12.2022) 

5https://genomemedicine.biomedcentral.com/articles/10.1186/s13073-022-01026-w (Erişim Tarihi: 20.12.2022) 

6T.G.N.A. Parliamentary Research Commission Report. March 2020 Available from: https://www.aifd.org.tr/en/haberler/february-28-rare-disease-day/ (Erişim Tarihi: 20.12.2022) 

7T.G.N.A. Parliamentary Research Commission Report. March 2020 Available from: https://www.aifd.org.tr/en/haberler/february-28-rare-disease-day/ (Erişim Tarihi: 20.12.2022) 

8https://ec.europa.eu/research-and-innovation/en/horizon-magazine/building-blocks-make-rare-disease-treatments-more-common (Erişim Tarihi: 20.12.2022) 

9Morag G., Therapeutic advances in hematology vol. 8,3 (2017): 119-126.

TR/NP/0035

İlginizi çekebilir

Ruhsatlandırma Birimi, Hastaların Yenilikçi İlaçlarla Buluşmasında Kritik Bir Rol Üstleniyor

AstraZeneca Türkiye Ruhsatlandırma ve Pazar Erişim Direktörü Görkem Saka ile Türkiye’de ilaçların ruhsatlandırma süreçleri, AstraZeneca Ruhsatlandırma Birimi’nin faaliyetleri ve yenilikçi ilaçların hastaların hizmetine sunulmasındaki rolüne ilişkin bir sohbet gerçekleştirdik.