Bayer, Türkiye’de 70. Yılını Kutluyor

Dünyada 160, Türkiye’de ise 70 yıldır faaliyet gösteren Bayer, hem tarım hem de sağlık alanında önemli bir konumda yer alıyor. Kadın sağlığı, kardiyoloji, nefroloji, oftalmoloji ve onkoloji alanlarında insanların yaşamlarında fark yaratan, yenilikçi ilaçlar ve yeni terapötik yaklaşımlar araştırıp geliştiren Bayer İlaç’ın Türkiye ve İran Ülke Grubu Başkanı Colin Tyrer ile şirketin Türkiye’deki faaliyetlerini, Ar-Ge ve klinik araştırmalara yaptığı yatırımlarını, sosyal sorumluluk yaklaşımını, sürdürülebilirlik vizyonunu ve Türkiye’deki yerelleşme çalışmalarını konuştuk.

Bayer’de uzun yıllardır görev yapıyorsunuz. Türkiye’ye ne zaman geldiniz, sorumluluk alanınız nedir?

Bayer’e 2012’de katıldım ve bu süre zarfında Birleşik Krallık, Avustralya, İrlanda, Güney, Doğu ve Batı Afrika (SEWA) bölgelerinde çeşitli pozisyonlarda görev aldım. Kasım 2023 itibarıyla da Bayer İlaç Türkiye ve İran Ülke Grubu Başkanı olarak göreve başladım. 1 yıla yaklaşan Türkiye’deki çalışmalarım yoğun ve keyifli şekilde devam ediyor. Öncesinde EMEA 2 bölgesinde Güney, Doğu ve Batı Afrika Ülke Grubu Başkanı olarak görev yapıyordum.

Bayer, Türkiye’de 70. yaşını kutluyor.  Bayer’in ülkemizdeki konumu, tesisleri hakkında bilgi verir misiniz?

Dünyada 160 yıldır sağlık ve tarım alanlarında uzmanlaşmış bir yaşam bilimleri şirketiyiz. Türkiye’de ise Bayer 70 yıldır hem sağlık hem de tarım alanında önemli bir konuma sahip. Üretim, yatırım, ihracat ve sağladığı istihdamla ekonomiye ve topluma güç veriyor.  “Herkes için Sağlık, Sıfır Açlık” misyonumuz ışığında İlaç, Tüketici Sağlığı ve Tarım Ürünleri iş bölümlerimizle faaliyet gösteriyoruz. Türkiye’de binden fazla çalışanımız bulunuyor. Genel merkezimiz İstanbul’da. Gebze ve Mustafakemalpaşa’da iki tarım ürünleri üretim tesisimiz ve Antalya’da sebze tohumları üzerine bir Ar-Ge merkezimiz bulunuyor. 40’tan fazla ülkeye ihracat yapıyoruz. Bayer Türkiye, Bayer’in global misyonuna büyük katkı sağlayan önemli bir konumda.

Bayer olarak Türkiye’deki ekonomik faaliyetlerimizin yanında girişimcilik ekosistemine katkılarımız ve sosyal sorumluluk projelerimizle topluma dokunuyoruz. Son 7 yıldır sağlık ve tarım alanında yenilikçi çözümler sunan girişimlere destek sağlamak için G4A Girişim Hızlandırma Programı’nı yürütüyoruz.  Türkiye’deki girişimcilik ekosistemine bu süre zarfında hibe, eğitim, mentorluk ve iş birliği desteğiyle 6.5 milyon TL katkı sunduk. Ayrıca, Türkiye’de bilim, sağlık ve eğitime, sosyal sorumluluk projelerimizle destek veriyoruz. Türkiye’de bilim okuryazarlığını desteklemek adına 12 senedir sosyal sorumluluk projeleri geliştiriyoruz ve bu sayede 65 bini aşkın çocuk ve gencin hayatına dokunduk.

Bayer Türkiye olarak, 70. yılımızı kutladığımız bu dönemde çalışma modelimizde de köklü bir kültürel dönüşüme start verdik. Tüm Bayer dünyasında DSO adıyla yeni bir çalışma modeline geçiyoruz. Bu heyecan verici yolculuk, Bayer’in faaliyet adımlarının her bir noktasına sirayet edecek, paydaşlarımızı tam merkeze alarak değer sunmamızı sağlayacak. DSO sayesinde, performansımızı artıracak, tamamen misyon ve hedef – sonuç odaklı, son derece çevik bir yapıya kavuşacağız.

Bayer dünyada ve Türkiye’de ilaç alanında güçlü bir konuma sahip. Türkiye’de ilaç üretimi da yapıyorsunuz. Hangi alanlarda tedavileriniz bulunuyor?

İlaç bölümümüz Türkiye ilaç pazarında 6. sırada yer alıyor. Kadın sağlığı, kardiyoloji, nefroloji, oftalmoloji ve onkoloji alanlarında insanların yaşamlarında fark yaratan yenilikçi ilaçlar ve yeni terapötik yaklaşımlar araştırıp geliştiriyoruz.

Ürünlerimizin kutu bazında %75’ini Türkiye’de üretiyoruz. Bu oranla Türkiye’deki küresel ilaç şirketleri arasında en yüksek yerel üretim payına sahip firmalardan biriyiz. Türkiye’de klinik araştırmalar için her yıl ortalama 2 milyon avro yatırım yapıyoruz. Türkiye’nin her alanda yerelleşme hamlesine Bayer İlaç olarak destek veriyoruz. Bu kapsamda, 2020 yılı sonunda kardiyovasküler ürün portföyümüzden dünyada ve Türkiye’de en çok satılan ürünümüzü Almanya dışındaki başka bir iş ortağıyla ilk kez Türkiye’de ürettik ve ülkemizin en büyük yerelleşme projesine imza attık. Ar-Ge çalışmalarımızı, hastalıkların önlenmesi, azaltılması ve tedavisi üzerine yoğunlaştırıyoruz. Böylece toplumun yaşam kalitesini artırmayı ve önemli hastalıklar için çözümler bulmayı amaçlıyoruz. Bayer’in önemli klinik geliştirme faaliyetlerine Türkiye olarak aktif bir şekilde katılıyoruz. Bu doğrultuda çeşitli terapötik alanlarda erken faz çalışmaları yürütüyoruz.

Kadın sağlığı odaklandığınız ve son derece aktif olduğunuz bir alan. Bu konudaki çalışmalarınızdan bahseder misiniz?

Yenilikçi ürünlerimiz ve tedavi yöntemlerimizle kadın sağlığı alanında lider bir şirketiz. Kadınların sağlığını koruyup iyileştirmeye, sağlık hizmetlerine erişimlerini ve yaşam kalitelerini artırmaya odaklanıyoruz. Kadınlarla hekimler arasında köprü görevi görerek kontrasepsiyon konusunda bilinçlendirme çalışmalarına katkı sağlıyoruz. Kadın Sağlığı TV aracılığıyla, doğum, aile planlaması, infertilite, menopoz gibi konularda uzman hekimler tarafından bilimsel ve güvenilir bilgileri paylaşarak kadınları bilinçlendiriyoruz. Ayrıca, kadinsagligitv.com’da sunduğumuz yapay zekâ destekli sanal asistan uygulamamız BileneSor ile kadınların doğum kontrol yöntemleri hakkında doğru ve güncel bilgiye 7/24 erişmesini sağlıyoruz. Kadın Sağlığı Akademi ve Asistan Okulu projelerimiz ile de kadın doğum asistanlarının ve yeni uzmanların mesleki gelişimine katkı sağlıyoruz.

Bayer onkoloji alanında önemli çalışmalar yapan bir şirket. Bu konuda neler yapıyorsunuz?

Kanser, kardiyovasküler hastalıkların ardından dünya genelinde başta gelen ölüm nedenlerinden biri olmaya devam ediyor. Kaydedilen tüm gelişmelere rağmen hem daha etkili ve iyi tolere edilen ilaçlara hem de ilaç direncini kırmak üzere geliştirilmiş tedavilere ihtiyaç duyuluyor. Üstelik kanser hastası popülasyonu da değişim gösteriyor. İlk tanının genç yaşlarda konduğu hasta oranının arttığını ve daha fazla sayıda kişinin hastalığın erken dönemlerinde tanı aldığını görüyoruz.

Kanser tedavisinde yüksek düzeyde karşılanmayan ihtiyaçları ele alarak hastalara kişisel ihtiyaçlarına uygun, etkili ilaçlar sunabilmek için yeniliklerin sınırlarını zorlamayı amaçlıyoruz. Dünyada olduğu gibi Türkiye’de de birçok kanser türüne yönelik yenilikçi ve etkin tedavi seçenekleri sunuyoruz. Her kanser türünün farklı olması nedeniyle bireysel yaklaşıma büyük önem veriyor, kanseri tedavi etmenin yeni ve etkin yollarını bulmak için sürekli çalışıyoruz.

Klinik araştırmalara da büyük önem veriyoruz. 2022 yılında kanserin önlenmesi, tanısı ve tedavisi için yeni tedavi yöntemleri geliştirilmesine yönelik 200’den fazla klinik araştırmaya sponsor olduk. Devam eden araştırmalarımız dahil olmak üzere Türkiye’de toplamda 60’ın üzerinde faz çalışmamız yaklaşık 370 araştırma merkezinin katılımıyla 2.700 gönüllüye ulaştı.

Bayer olarak son dönemdeki sunduğunuz yenilikçi ilaçlar var mı? Yeni nesil tedavilerle ilgili çalışmalarınızdan bahseder misiniz?

Uzun yıllar süren Ar-Ge çalışmalarımızın sonucunda, tip 2 diyabet ile ilişkili kronik böbrek hastalığının tedavisinde umut vadeden yeni keşfimizi geçen yıl Türkiye’de de sunduk. Bu ilacımız, ilgili otoriteler tarafından onaylanarak, aralarında Türkiye’nin de bulunduğu 64 ülkede tedavi protokollerine dahil edildi. Bu yeni keşfimizle, kronik böbrek hastalığının progresyonunu yavaşlatmayı ve kardiyovasküler riskleri azaltmayı hedefliyoruz.

Şirketimiz, kardiyovasküler hastalıklar, onkoloji, immünoloji ve nöroloji, nadir hastalıklar alanlarında inovasyon çalışmalarını güçlendirdi. Bu gelişmeleri hızlı bir şekilde ileriye taşımaya devam edeceğiz.

Oftalmoloji alanında ise yenilikçi tedavilere odaklanarak hastaların yaşam kalitelerini artıracak ve hastalara daha iyi tedavi imkânı sağlayacak çözümlerimizle tercih edilen bilimsel partner olmayı amaçlıyoruz.

Yenilikçi ve öncü ürünlerimizin yanı sıra, geliştirme çalışmaları devam eden ürünlerimizle kalp yetmezliği alanında da hastalarımıza yenilikçi tedaviler sunmayı hedefliyoruz.

Bayer Türkiye olarak sürdürülebilirlik yol haritanızı ve hedeflerini paylaşır mısınız?

Bayer Türkiye olarak Birleşmiş Milletler 2030 Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri doğrultusunda daha iyi ve sürdürülebilir bir gelecek için çalışıyoruz. Sürdürülebilirlik faaliyetlerimizin merkezinde kapsayıcı büyüme, ekolojik ayak izimizi azaltma ve tüm değer zincirimiz boyunca sorumlu davranma yer alıyor.

Doğalgaz ve elektrik tüketimini azalttık, yenilenebilir enerji kaynaklarına geçtik. Böylece CO2 salınımımızı azaltıyoruz. 2030 yılına kadar “sıfır emisyonlu filo” hedefimiz kapsamında filomuza elektrikli araçları dahil ettik. Yağmur sularını kullanarak ve damla sulama sistemlerindeki iyileştirmelerle su tüketimimizi düşürüyoruz. Atıkları azaltarak ve ayrıştırarak, ürün ambalajlarını dönüştürerek geri dönüşüme katkıda bulunuyoruz.

2013’ten beri 5,6 milyon kadının modern doğum kontrolü ihtiyacını karşıladık ve 2030 yılına kadar 2,5 milyonun üzerinde kadına daha ulaşmayı hedefliyoruz. Ayrıca, 2013’ten beri 10 milyonun üzerinde kişiyi kadın sağlığı ve doğum kontrolü konusunda bilgilendirerek toplum farkındalığını ve bilgisini artırdık. 2030 yılına kadar toplam 16 milyonun üzerinde kişiye ulaşmayı amaçlıyoruz.

İlginizi çekebilir

Abdi İbrahim Vakfı ile Her ‘ODA’da Umut Var!

Türk ilaç sektöründe 22 yıldır lider konumda yer alan Abdi İbrahim, toplumsal yatırım programları çerçevesinde bilimsel eğitime dair fark yaratan projelerine bir yenisini daha ekledi. Abdi İbrahim Vakfı çatısı altında Okul Destek Derneği iş birliği ile hayata geçirilen ODA (Ortaokul Destek Akademisi) projesiyle devlet okullarında okuyan 250 depremzede ortaokul öğrencisine ücretsiz online eğitim verilecek, projenin son başvuru tarihi ise 22 Eylül 2024.