Kanser Hastalarının Yaşam Kalitelerini Artırmaya Odaklanıyoruz

Takeda Türkiye Hematoloji & Onkoloji İş Birimi Direktörü Levent Öztekin ile şirketin onkoloji alanındaki vizyonu ve projeleri hakkında konuştuk.  

Takeda Türkiye’nin Hematoloji ve Onkoloji İş Birimi’nden sorumlusunuz. Takeda’nın bu tedavi alanlarındaki vizyonundan bahseder misiniz?

Takeda, iki asrı aşkın süredir, hastaları tüm çalışmalarının merkezinde tutarak ‘Daha Sağlıklı ve Daha Parlak Bir Gelecek’ misyonu ile faaliyetlerini sürdüren küresel bir biyofarma şirketidir. Kurumumuz bilim ve teknolojiden destek alarak, 80 ülkede hastaların hayatlarında anlamlı farklar yaratmak için çalışmaktadır.

Takeda Türkiye Hematoloji ve Onkolojiİş Birimi olarak ise Takeda’nın karşılanmamış ihtiyaçlara yönelik yaptığı araştırmalar rehberliğinde geliştirdiği yenilikçi ürün portföyünü Türkiye’deki hastalarla buluşturuyoruz. Bu alanındaki ürün portföyümüz ile hastaların yaşam kalitelerini artırmaya odaklanıyor,  doğru zamanda doğru tedaviye doğru şekilde ulaşmalarına yardımcı olmayı hedefliyoruz.  

Onkoloji alanındaki tedavi yaklaşımınız nedir?

Kanser, genellikle benzer başlangıç, ilerleme ve teşhis aşamalarını takip etse de her hastanın tedavi süreci ve tedaviye verdiği yanıt farklılık gösterebilir. Bu sebeple, kişiye özel tedavi yöntemleri hastaların iyileşme süreçlerinde daha etkili sonuçlar elde edilmesini sağlayabilir. Kanserin çeşitli alt grupları ve bu gruplara yönelik tedavi seçenekleri üzerinde duruyoruz.

Takeda her yıl Ar-Ge çalışmalarına önemli oranda bütçe ayırarak karşılanmayan tıbbi ihtiyaçları karşılayacak çözümler üretmeyi amaçlıyor. 55 farklı molekülün klinik çalışma aşaması küresel düzeyde devam ediyor ve geçen 10 yılda Türk Tıbbı için 13 ürün geliştirdik. Şu anda 11 klinik çalışmayı 34 farklı merkezde sürdürüyoruz.

Çalışmalarımız kapsamında, metastatik kolorektal kanserli bireyler için önemli bir tedavi potansiyeli sunmak üzere de ilerliyoruz. Yakın bir zamanda lenfoma alanındaki ürünümüzün geri ödeme kapsamına alınmasıyla hastaların ilaca erişiminin kolaylaşmasına katkı sağladık.

Gelecekte bağışıklık sistemini güçlü tutarak vücudun kendi bağışıklık sisteminin kansere karşı savaşmasını ve kanser hücrelerini tanıyarak yok edilebilmesine yönelik geliştireceğimiz tedavileri dünya ile eş zamanlı ülkemizde de hastalarla buluşturmayı hedefliyoruz.

Onkoloji alanındaki farkındalığa yönelik yaptığınız projelerden bahseder misiniz?

Hastaların tedavi yolculuğuna destek olurken, erken tanının önemini sık sık vurguluyor, projelerimizle toplumun hastalıklarla ilgili bilgi düzeyini artırmayı amaçlıyoruz.

Geçtiğimiz yıllarda multipl miyelom hastalarının yaşadığı süreci paylaşmak, hastalığın erken teşhisine dikkat çekmek amacıyla, hasta hikâyelerinden oluşan ‘Yolculuk Belgeseli’ni hayata geçirdik. Belgeselin devamında www.yolculugumm.com ile kamuoyuna ve sağlık profesyonellerine yönelik, dijital bir kütüphane işlevi gören iki ayrı bilgi alanı oluşturduk.

Ayrıca, lenfoma hastalığında erken teşhisin önemini vurgulamak amacıyla sektörde farklılık gösteren, birçok platformda ödüle lâyık görülen ‘Lenfomart Galeri Projesi’ ile kurgusal olarak, hastaların tedavi sürecinde yaşadıkları aşamaları ünlü fotoğraf sanatçılarının objektifinden hikâyeleştirerek aktardık.

C-ANPROM/TR/CORP/0231

İlginizi çekebilir

Türkiye’de İlaç Ruhsatlandırma Süreci ve İyileştirilmesi Gereken Alanlar

Dünyada ve Türkiye’de ilaç ruhsatlandırma süreçlerine ilişkin sorularımızı yanıtlayan İEİS Genel Sekreteri Savaş Malkoç, 2023 yılında Türkiye’de TİTCK tarafından sonuçlandırılan ilaç ruhsat başvurusu sayısının 421 olduğunu ve bu hali ile 2011-2023 yılları arasındaki ortalama yıllık 640 ruhsat sayısının oldukça altında kaldığını belirtti. Malkoç, 2024 yılının ilk 8 ayında çıkartılan ruhsat sayısının 270 adet ile sınırlı kaldığını ifade etti.