Besin alerjileri belirli bir gıdaya maruz kalındığında ortaya çıkan ve tekrarlanan bir bağışıklık tepkisi sonucu gelişen olumsuz sağlık etkileri olarak tanımlanır. Bu tür alerjiler, cilt, solunum, sindirim ve/veya kardiyovasküler sistemlerde ani veya süregelen semptomlara yol açabilir. Besin alerjisinin gelişiminde, antijen maruziyeti, kommensal mikrobiyota ve bunların etkileşimlerinin etkisiyle oluşan bağışıklık toleransının bozulması önemli bir rol oynar.1-3 Prof. Dr. Coşkun Çeltik besin alerjileri hakkında önemli bilgiler paylaştı.
“Besin alerjilerinin prevalansı giderek artıyor”
Son yüz yılda, sanayileşme ve şehirleşmenin getirdiği bir sonuç olarak besin alerjilerinin sıklığı dünya çapında artmıştır ve giderek artmaktadır. Besin alerjileri IgE aracılıklı olabildiği gibi non-IgE aracılıklı veya miks tipte olabilir. IgE aracılıklı olanlarda IgE ve ilişkili direkt testler yüksek saptandığı için tanısı daha kolay iken, diğer tiplerin tanısında bu testlerin çoğu negatif olacağı için tanısı daha zordur. Bununla birlikte bazı semptomatik bulgular ve endoskopik biopsiler veya gıda eliminasyon-provakasyon testleri eşliğinde doğru tanı konulabilir.1
IgE aracılı besin alerjisi sıklığı çocuklarda erişkinlerden daha yüksektir. Bu sıklık %2-8 arasında değişirken, diğer non-IgE ve miks tip besin alerjilerinin gerçek sıklığı net bilinmemektedir ve hepsi birlikte değerlendirildiğinde bu oranın çok daha yüksek olduğu tahmin edilir.1,2
Besin alerjilerinden en çok etkilenen yaş grubu beş yaş altı ve özellikle sütçocuğu grubudur. Hayatın ilk yıllarında intestinal bariyer yeterince güçlü değildir, mikrobiota tam şeklini almamıştır, ayrıca bağışıklık ve alerjen tolerabilite yeteneği de göreceli olarak daha düşüktür. Bu nedenlerle küçük yaş gruplarında besin alerjisi prevalansı daha yüksek saptanır. Yaş ilerledikçe prevelans oranları giderek giderek azalır ve daha ileri çocukluk döneminde ve erişkinlerde besin alerji sıklığının %0,5-1’in altında olduğu raporlanır.1-3
Çocuklarda en sık görülen besin alerjileri inek sütü, yumurta, soya, yer fıstığı, kabuklu kuruyemişler, kabuklu deniz mahsülleri, buğday ve balıktır. Ayrıca çapraz alerjiler de mevcuttur. Örneğin inek sütü alerjisi saptanan bir çocukta yüksek oranda keçi, koyun ve manda sütüne ve hatta dana etine de alerji saptanabilir.1-3
Çocuklarda besin alerjilerinin yaklaşık %60’ını inek sütü protein alerjisi (ISPA) oluşturur ve ISPA en sık infant yaş grubunda görülür. İnfantlarda ISPA prevalansı yaklaşık %2’dir.1-3
“Çeşitli genetik, çevresel ve beslenme faktörleri, bağırsak mikrobiyomu ile bağışıklık sistemi arasındaki ilişkiyi etkileyerek besin alerjilerinin ortaya çıkmasında rol oynayabilir”
Son yıllardaki ekonomik gelişmeler, beslenme alışkanlıklarının ve yaşam tarzının değişmesi bağırsak mikrobiyotasını doğrudan etkilemiştir. Bağırsak mikrobiyotası ile alerji arasında yakından bir ilişki mevcuttur. Probiyotikler, bağırsaklarda adeta bir bekçi gibi görev görür ve bağırsak geçirgenliğini kontrol eder. Bağırsak mikrobiyotasındaki probiyotiklerle patojen mikroplar arasındaki dengenin bozulması anlamına gelen disbiyozis durumunda besin alerjileri daha sık görülür. Yapılan çalışmalarda İSPA’lı çocuklarda da disbiosisin önemli bir bozukluk olduğu vurgulanmıştır.3
“Anne sütü tüm bebekler için altın standarttır”
Anne sütü, yaşamın erken döneminde bebek beslenmesi için altın standart olarak kabul edilir. Anne sütü sinbiyotik yani probiyotik ve prebiyotikleri birlikte barındıran bir besindir. Bu sayede anne sütü probiyotiklerin sağladığı tüm faydalı özellikleri gösterir, dolayısıyla alerji de baskılar.
Anne sütünün özellikle atopik kalıtımı olan bebeklerde, atopik hastalık gelişimine karşı koruma sağlamadaki faydalarını gösteren birçok çalışma bulunmaktadır. Anne sütünde bulunan prebiyotik özellikli anne sütü oligosakkaritleri (HMO’lar), probiyotiklerin büyümesini teşvik eder ve patojenlerin bağırsak epiteline yapışmasını engeller. Bu sayede intestinal mikrobiyotayı düzenler.4,5 Anne sütü alamayan bebeklerde kullanılan formulalara sinbiyotik eklenmesinin faydası üzerinde birçok yayın bulunmaktadır.4-6 Ayrıca ISPA’lı bebeklerde de aminoasid bazlı tam hidrolize formüla (AAF) veya ileri derece hidrolize formüla (eHF) içine sinbiyotik eklenmesi avantaj sağlar.7-10
“İSPA yönetiminde birinci basamak tedavi: Sinbiyotik içeren ileri derece hidrolize formüla”
İSPA yönetimine ilişkin tüm kılavuzlar, alerjik bebekler için ideal beslenme olarak sürekli emzirmeyi önermektedir. Anne sütü mevcut olmadığında veya yetersiz olduğunda çoğu kılavuz, hafif ila orta dereceli İSPA için ilk tercih olarak eHF önermektedir ve eHF başarısız olursa AAF’ye geçilmektedir.4
İSPA’lı bebeklerde sinbiyotik içeren eHF, bebeklerin gastrointestinal sağlığını destekleyerek atopik semptomlarda belirgin iyileşmeler sağlamaktadır. Bu formülalar, dışkı sayısı, kıvamı ve günlük regürjitasyon sayısı gibi önemli parametrelerde anlamlı iyileşmeler gösterirken; bebeklerin büyüme süreçlerinin de sağlıklı olmasını sağlamaktadır. Ayrıca, sinbiyotik eHF’ler, diğer hipoalerjenik formülalara göre tadı açısından da avantaj sunarak tedaviye uyumu artırmakta, ebeveyn ve bakıcıların yaşam kalitesini yükseltmektedir. Tolerans gelişimi açısından bakıldığında ise, özellikle non-IgE aracılı inek sütü proteinine duyarlılığı olan bebeklerde, sinbiyotik içeren formülaların daha avantajlı olduğu, tolerans gelişmini hızlandırdığı ve ailelerin yaşam kalitesine olumlu katkı sağladığı belirlenmiştir. 4-10
Sonuç olarak İSPA tedavisinde sinbiyotik içeren alerji formulalarının kullanımı hem tat, hem alerjik reaksiyonlar hem de sağlıklı intestinal mikrobiyota gelişimi açısından öncelikli olarak kullanılabilir.
Referanslar:
- Flom JD, Sicherer SH. Epidemiology of Cow’s Milk Allergy. Nutrients. 2019 May; 11(5): 1051. 1-14.
- Zhao W, Ho HE, Bunyavanich S. The gut microbiome in food allergy. Ann Allergy Asthma Immunol. 2019 Mar;122(3):276-282.
- Qian, M.,et al. Alterations in the gut microbiota of toddlers with cow milk protein allergy treated with a partially hydrolyzed formula containing synbiotics: A nonrandomized controlled interventional study. Food Science & Nutrition, 2024;12(2):765-775.
- Vandenplas Y, et al. Current Guidelines and Future Strategies for the Management of Cow’s Milk Allergy. J Asthma Allergy. 2021 Oct;14:1243-1256.
- Mosca F, Giannì ML. Human milk: composition and health benefits. Pediatr Med Chir. 2017 Jun 28;39(2):155. doi: 10.4081/pmc.2017.155. PMID: 28673076.7650147.
- Hubbard GP, et al. Synbiotic containing extensively hydrolyzed formula improves gastrointestinal and atopic symptom severity, growth, caregiver quality of life, and hospital-related healthcare use in infants with cow’s milk allergy. Immun Inflamm Dis. 2022;10(6):e636.
- Van der Aa, et al. Synbiotics prevent asthma-like symptoms in infants with atopic dermatitis. Allergy, 2011;66(2):170–177.
- Chatchatee P, Nowak-Wegrzyn A, Lange L, Benjaponpitak S, Chong KW, Sangsupawanich P, Eussen SRBM, van Ampting MTJ, Oude Nijhuis MM, Langford JE, Trendelenburg V, Pesek R, Davis CM, Muraro A, Erlewyn-Lajeunesse M, Fox AT, Michaelis LJ, Beyer K; PRESTO study team. Tolerance development in cow’s milk-allergic children receiving amino acid-based formula with synbiotics: 36-Months follow-up of a randomized controlled trial (PRESTO Study). J Pediatr Gastroenterol Nutr. 2024 Mar;78(3):699-703
- Soria R, Del Compare M, Sallaberry M, et al. Efficacy of an extensively hydrolyzed formula with the addition of synbiotics in infants with cow’s milk protein allergy: a real-world evidence study. Front Allergy. 2023 Oct 9;4:1265083.
- Saçkesen C. et al. İnek Sütü Proteini Alerjisi Tanı, Tedavi ve İzlem Rehberi. Nobel Tıp Kitabevi, 2023.