Türk İlaç Sektörünün Lideri Abdi İbrahim Solunum Alanında da Liderlik Yolunda

Türk ilaç sektörünün 21 yıldır kesintisiz lideri olan Abdi İbrahim’in bu liderliğini solunum alanında da sağlayıp, sürdürülebilir bir büyüme hedeflediklerini belirten Abdi İbrahim Solunum Bölümü Direktörü Ömür Salman ile şirketin solunum alanındaki vizyonundan yerelleşme adımları ile ülke ekonomisine katkılarına kadar geniş yelpazede bir sohbet gerçekleştirdik.

Sizi ve Abdi İbrahim Solunum Ekibi’ni kısaca tanıyabilir miyiz?

Ankara Üniversitesi Eczacılık Fakültesi’nden mezun olduktan sonra, Işık Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü’nde MBA yaptım. İlaç sektöründe 2000 yılından beri pazarlama ve satış alanlarında üst düzey görevlerde yer aldım. Abdi İbrahim ile yolumuz 2016’da oftalmoloji bölüm’nün kuruluş aşamasında kesişti. Mart 2021’den beri Abdi İbrahim’in en büyük terapötik alanlarından biri olan Solunum Direktörlüğü’nde solunum bölüm direktörü olarak görev yapıyorum.

Solunum Direktörlüğümüzde, alanında deneyimli merkez ve saha yöneticileri ile onlara bağlı ekiplerden oluşan 400’e yakın çalışma arkadaşımız bulunuyor.

Abdi İbrahim’in solunum alanındaki vizyonundan bahseder misiniz?

Türk ilaç sektörünün 21 yıldır kesintisiz lideri olarak, uluslararası güçlü bir marka olma yolunda yenilikçi ürün ve hizmetlerimiz, cesur ve öncü girişimlerimizle dokunduğumuz hayatları iyileştirmek için tutkuyla çalışıyoruz. Bu liderliği solunum alanında da sağlayıp, sürdürülebilir bir büyüme hedefliyoruz. Kronik ve solunum yolu enfeksiyonları olan astım ve KOAH ile influenza, öksürük, mevsimsel alerjiler gibi görece daha kısa vadede kendisini gösteren solunum yolu hastalıklarının bütünleşik tedavisine yönelik ürünlere sahibiz. Hastaların değişen ihtiyaçlarına göre tasarlanmış, sınıfında öncü diye nitelendirebileceğimiz cihaz portfolyomuzu yenilikçi ürünler ile zenginleştirerek, tüm solunum yolu hastalıklarında en yüksek faydayı sunan şirket olmak vizyonumuzun gereğini yerine getiriyoruz.

Abdi İbrahim Solunum olarak hasta odaklı yaklaşımımızla dokunduğumuz hayatların iyilik halini sürdürülebilir kılmak için tutku ve adanmışlıkla çalışıyoruz. Yenilikçi tedavi çözümlerimizi tüm insanlar için erişilebilir kılmak adına büyük bir sorumlulukla hareket ediyor, solunum alanında lider olma vizyonumuzu, ‘sürdürülebilir iyileştirme’ temelli ürün portfolyomuz ile sağlıyoruz.

Solunum hastalıkları tedavilerinde hastaların öncelikli ihtiyaçları ve beklentileri neler? Abdi İbrahim bu ihtiyaçları karşılamak üzere ne gibi çalışmalar yapıyor?

Solunum hastalıklarında, hastaların asıl ihtiyacı kendileriyle uyumlu tedavi yaklaşımlarına erişebilmektir. Her hasta biriciktir ve tedavi planı da kişiye özel hazırlanmalıdır. Kronik solunum hastalıkları; uzun süren, tamamen tedavi edilemeyen, düzenli takip ve tedavi gerektiren hastalıklardır. Burada solunum hastalarının en temel talebi, hayat kalitelerinin artırılması ve sağlıklı bireyler gibi günlük yaşamlarını sürdürebilmeleridir. Bu nedenle mevcut ve gelecek portföylerimizde her zaman hastanın tedaviye uyumunu ve bağlılığını artıran çözüm amaçlı ürünlerle ilerlemekteyiz. Yalnız kronik hastalıklarda değil, akut hastalıklarda da sağ kalımı ve yaşam kalitesini artıran ürünlerle hasta ihtiyacını karşılıyoruz.

Abdi İbrahim’in solunumdaki üretim hattını biraz anlatır mısınız? Yıllık üretim kapasiteniz nedir, tesisinizde Abdi İbrahim ürünleri dışında diğer firmalar için üretim yapıyor musunuz?

İstanbul Esenyurt’ta bulunan üretim kompleksimizde 2019 yılında, Steril Oftalmoloji ve Steril İnhalasyon Üretim Tesisimizi kurduk. FDA standartlarını karşılayan 2 bin 500 metrekarelik alana sahip tesisimizde, en son teknoloji ile steril inhalasyon ürünlerini üretiyoruz. Tesisimizde önde gelen pek çok uluslararası şirkete de üretim hizmeti veriyoruz. Solunum alanında ruhsatlı 11 ürünümüz bulunuyor. 

Steril inhalasyon portföyümüzle tüm solunum hastalıklarının tedavisinde kullanılabilecek, yenilikçi ve güvenilir ürünleri hasta ve hekimlerimizin hizmetine sunuyoruz. En büyük hedefimiz; pek çok farklı alanda yatırım yapmaya devam ederek, Türkiye’nin solunum alanında bir numaralı ilaç şirketi olmak. Steril İnhalasyon Üretim Tesisimiz ile Türkiye’de solunum hastalıkları alanında bir merkez olmayı hedefliyoruz.

Ayrıca, Aralık 2022’de GSK Türkiye iş birliği ve T.C. Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisi’nin desteğiyle hayata geçirilen Steril İnhalasyon Tesisi’nin resmi açılışını gerçekleştirdik. İki şirketin teknoloji, bilgi birikimi ve tecrübesinin eseri olan tesis yatırımı ile ülkemizde ilaç üretiminin yerelleşmesi hedefine katkı sunulması ve 5 yıl içinde toplam değeri 2 milyar Türk Lirası’nı bulan 600 milyon adet nebül üretilmesi hedefleniyor. Yatırım tutarı 340 milyon Türk Lirası’nı bulan ve solunum yolu hastalıklarının tedavisinde kullanılan en ileri ‘nebül’ teknolojisini ülkemize kazandıran tesisimiz, GSK’nın tüm nebül portföyünün üretildiği dünyadaki tek üretim merkezi olma özelliğini taşıyor.

İlaçta yerli üretimin önemini özellikle pandemi döneminde çok daha fazla hissettik. Bu konuda görüşlerinizi alabilir miyiz? Abdi İbrahim’in ülke ekonomisine sağladığı katma değeri biraz anlatır mısınız?

İlaçta yerel üretimi destekleyecek adımları atarak hem insanımızın ilaca erişimini kolaylaştırmak hem de ülke ekonomisine katma değer sunmak için çalışmalar yürütüyoruz.

Özellikle pandemi dönemi, ilaç gibi stratejik ve doğrudan insan hayatına dokunan bir sektörde yerli üretimin önemini bir kez daha ortaya koydu. Yerli üretim, cari açığın daralmasına ve milyarlarca liranın ülkede kalmasına imkân vermesi açısından da hayati bir konu. Yerelleşme ayrıca, ülkemizin vergi gelirinin artmasını sağladığı gibi ilaç üretim sürecinde kullanılan ambalaj malzemeleri gibi materyallerin üretimini yapan sektörlerde de iş hacmini artırarak ilave istihdam fırsatı yaratıyor.

Bu anlayıştan hareketle biyoteknolojiyi stratejik önceliklerimizden birisi olarak belirledik. Pazarda bulunan biyoteknolojik ürünlerin tamamına yakını ithal. Türkiye’de ithal ilaç pazarının yüzde 34’üne ulaşan biyoteknolojik ilaçların cari açığa yıllık faturası ise 8 milyar TL’yi aştı. Tamamen ithalata dayalı bir biyoteknolojik ilaç tedarik modelinin ülkemiz açısından sürdürülebilir olmadığını düşünüyor ve kritik öneme sahip ilaçlar için dışa olan bağımlılığın azalmasına da katkı sunmak istiyoruz.

Bu doğrultuda sadece Türkiye’nin değil, dünyanın sayılı biyoteknoloji tesislerinden biri olan AbdiBio tesisimizi hayata geçirirken, ithal ettiğimiz bu önemli ürünlerin ülkemizde geliştirilmesi ve üretilmesini hedefledik. Bu sayede hem hastaların ilaçlara erişiminin artmasına hem de ülke ekonomisine değer kattığımıza inanıyoruz.

Bunun sonuçlarını da kamuoyu ile paylaştığımız 2020 sosyo-ekonomik etki raporumuzda çok net gördük. Açıkladığımız etki raporuna göre; Türkiye’deki operasyonlarımız sonucunda sağladığımız istihdam, yaptığımız yatırım, gerçekleştirdiğimiz ihracat hacmi ve ödenen vergiler sonucu ülke ekonomisine yaklaşık 645 milyon dolarlık katma değer yaratmış bulunuyoruz. Bununla birlikte 2019-2021 döneminde Türk ilaç pazarına sunduğumuz üç eşdeğer ilacımız ve 2018 yılında onkoloji alanındaki ilk biyobenzer ilacımız sayesinde ülkenin sağlık harcamalarında 80 milyon dolar tasarruf sağlandı.

Yerli ve sürdürülebilir tedarik zinciri çalışmalarımız ve başta biyoteknoloji olmak üzere odaklandığımız tüm alanlardaki yeni yatırım planlarımız ile bu yıllık etkinin 2023 sonu itibarıyla yaklaşık 2 kat büyümesini öngörüyoruz.

İhracat yaptığınız hâlihazırda kaç ülke var, bunlar hangileri? Yılda ne kadar ihracat yapılıyor, ihraç edilen ürünler içinde solunum ilaçları da var mı?

Türk ilaç sektörünün lider şirketi olarak ülkemizde olduğu gibi uluslararası arenada da önemli bir konuma sahibiz. Hollanda, İngiltere, Almanya gibi birçok AB ülkesi, Doğu Avrupa ülkeleri, CIS ülkeleri, Orta Doğu ülkeleri, Kuzey Afrika, Balkanlar ve Kanada dahil olmak üzere 70’ten fazla ülkeye ihracat gerçekleştiriyoruz. Birçok ülkede faaliyetlerimize farklı stratejik iş modelleri ile sürdürülebilir bir şekilde devam ediyoruz. 2012’de Kazakistan’ın en büyük şirketlerinden olan Global Pharm’ın yüzde 60 hissesini satın alarak Abdi İbrahim Global Pharm’ı kurduk. Dünyanın önde gelen firmalarından Japon Otsuka Pharmaceutical ile yüzde 50 ortaklıkla hayata geçen Abdi İbrahim Otsuka ve Cezayir’de yüzde 50 Remede Pharma ortaklığıyla kurduğumuz Abdi İbrahim Remede Pharma şirketlerimiz Türkiye dışında da büyüme iddiasını şekillendiren önemli yatırımlarımız olarak tarihe geçti. Abdi İbrahim’in uluslararası kimliğini kuvvetlendirme yolunda son hamlemiz ise 2020 yılının eylül ayında İsviçre’de kurulu OM Pharma ilaç şirketini İsviçreli bir ortak girişim grubuyla birlikte satın alarak, şirketin yüzde 28,5 hissesine sahip olmamızla gerçekleşti. Yatırım ortaklığı anlaşmalarımız neticesinde ülkemize 2017’den bu yana 70 milyon dolar doğrudan yabancı yatırım çektik.

Uluslararası şirket olma vizyonumuzu ortaya koyan en büyük ve stratejik yatırımlarımızın başında Kazakistan ve Cezayir’deki üretim tesislerimiz geliyor. Kazakistan’daki fabrikamızın yılda 24 milyon kutu üretim kapasitesi bulunuyor. Burada başta OTC (reçetesiz ilaç) ve antiviral ürünler olmak üzere diyabet, merkezi sinir sistemi, kardiyovasküler ve solunum ürünlerinden oluşan ve 50’nin üzerinde markayı içinde barındıran geniş bir portföyümüz var. Cezayir’de de ülkenin ve hatta Afrika’nın en modern ilaç üretim tesislerinden birini inşa ettik. 2017’de üretime geçen tesisimiz, yıllık 51 milyon kutu üretim kapasitesine sahip. Lokal pazar için üretim yapan bu tesisimizde solunum, demir eksikliği tedavisi, üroloji, psikiyatri, nöroloji, onkoloji, endokrinoloji alanlarında üretim yapıyoruz.

Dünyamızı ve toplumumuzu iyileştirme sorumluluğumuzun bir parçası olan VISION 2025 stratejimiz doğrultusunda, uluslararası pazarlarda daha etkin rol almak öncelikli konularımız arasında yer alıyor. 2025 yılına kadar yeni coğrafyalarda farklı pazarlara açılmaya hazırlanıyoruz. Global ölçekte büyümeyi, hedef pazarlarımız olan Amerika Birleşik Devletleri, Almanya, İtalya, İngiltere ve Körfez ülkelerinde yeni geliştirdiğimiz ürünlerle ve etkili organizasyonel yapılanmamızla gerçekleştirmeyi planlıyoruz. Abdi İbrahim olarak tam 111 yıldır hayatı iyileştirme misyonuyla çalışmalar yürütüyor, geleceğin dünyasını şekillendirmede öncü bir rol oynuyoruz. Köklü ve yenilikçi yapımız, bizim en büyük gücümüz. Bu gücümüz ve uzmanlığımızla yatırımlarımıza hız kesmeden devam edeceğiz.

Toplumdaki Astım ve KOAH farkındalığını değerlendirecek olursanız neler söylersiniz? Farkındalığı artırmak üzere solunum ekibi olarak gerçekleştirdiğiniz ve planladığınız projelerden biraz bahseder misiniz?

Türkiye’de yaklaşık 10 milyon kişi kronik solunum hastalıklarıyla mücadele ediyor ve son 5 yılda görülme sıklığı en fazla artan sağlık sorunu konumunda. Ülkemizde astım ve KOAH; ölüm, hastalık yükü ve ekonomik maliyet açısından tüm kronik hastalıklar içerisinde 3. sırada yer alıyor.

Astım ve KOAH farkındalığı, sadece farmasötik sektörünün ve Abdi İbrahim’in odağı olmaktan öte bu kronik hastalıkları yöneten sağlık meslek örgütlerinin de ana odağı. Özellikle solunum hastalıkları alanındaki dernekler ve fikir liderlerimizin bu konuda yoğun faaliyetleri olduğunu söyleyebilirim. Burada amaç, hastalığı yönetmekten önce farkındalığı artırarak önleme ve erken teşhis temaları üzerine kurulu. Abdi İbrahim solunum ailesi olarak bu farkındalık faaliyetlerinde dernek ve fikir liderleri kanalıyla toplumu bilinçlendirici projelere katkı sağlıyoruz.

Göğüs hastalıkları uzmanlarına yönelik ne tür çalışmalarınız var?

Toplumda bu hastalıklarla ilgili farkındalık oluşturmak adına dernek, klinik ve hekim bazlı projelere imza atıyoruz. Göğüs hastalıkları branşı, hem ürün portföyümüzün hem de yukarıda bahsi geçen vizyoner duruşumuzun temelinde yer alıyor. Bu branşla birlikte kulak burun boğaz, enfeksiyon hastalıkları, pediatri, iç hastalıkları, aile hekimliği branşları da hedef kitlemiz içerisinde yer alıyor.

Tüm bu faaliyetlerimizi Abdi İbrahim Solunum başlığı altında daha bütünleşik, daha sinerjik sonuçlar çıkarabilmek anlamında entegre bir projeyle de birleştirme yolunda adımlar atıyoruz. 2023 yılında toplam faydayı, katma değeri artıracak, hekimlerimizin mesleki gelişimlerine katkı sunacak yepyeni projeleri bu çatı altında hayata geçirmeyi hedefliyoruz.

Her projede olduğu gibi beklentimiz; proje paydaşlarının güncel ihtiyaçlarının karşılanması ve geleceğe dair vizyoner etkiler bırakabilmek. Türkiye’nin solunum alanında önde gelen dernekleriyle birlikte gerçekleştirdiğimiz, camiada bir sonraki etkinliğin sabırsızlıkla beklendiği Astımı İyileştirenler Akademisi, Olgularla Göğüs Hastalıkları Zirvesi, Solunum Buluşmaları gibi pek çok projeye imza atıyoruz. Devam eden bu projelere ek olarak paydaşlarımızın ihtiyaçlarını merkeze alan yepyeni projeleri hayata geçirmeye devam edeceğiz.

2023 yılı için hedefleriniz ve planlarınız neler? Yakın zamanda pazara girecek yeni bir ürününüz olacak mı?

Tolga Akın, Mehmet Ali Sarıboyacı, Esra Tarhan, İnan Tolga Çelik, Ömür Salman, Esin Tutku Arıkan, Mevlüt Pehlivan, Seyhan Şabudak

Abdi İbrahim olarak her zaman temel misyonumuz hastaların ihtiyacını karşılamak oldu. 2023 yılında da portföyümüze yeni katacağımız ürünler ile kronik solunum hastalarının uzun tedavi yolculuklarında yanlarında olacağız.

Global tedavi trendleri artık hasta ihtiyacına göre şekilleniyor. Bizim de bu trendi takip eden, insan odaklı, tüm hasta profillerinin ihtiyacını karşılayacak ve çeşitliliği sağlayacak geniş yelpazede ürün geliştirme çalışmalarımız devam ediyor. Bu bağlamda Ar-Ge merkezimiz ve üretim ekiplerimiz çalışmalarına devam ediyor. Hasta uyumunu temel aldığımız cihazlara ve iyi hasta deneyimlerine dayanarak astım ve KOAH tedavi alanında Abdi İbrahim’in adını daha güçlü kılacak bir portföy hazırlığı içerisindeyiz. Tabii bunun yanında sektörde olduğu gibi solunum alanında da liderlik her zaman odağımızda olacak. Bu nedenle Abdi İbrahim Solunum markasını güçlendirmek için çalışmalarımıza var gücümüzle devam ediyoruz.

İlginizi çekebilir

Ruhsatlandırma Birimi, Hastaların Yenilikçi İlaçlarla Buluşmasında Kritik Bir Rol Üstleniyor

AstraZeneca Türkiye Ruhsatlandırma ve Pazar Erişim Direktörü Görkem Saka ile Türkiye’de ilaçların ruhsatlandırma süreçleri, AstraZeneca Ruhsatlandırma Birimi’nin faaliyetleri ve yenilikçi ilaçların hastaların hizmetine sunulmasındaki rolüne ilişkin bir sohbet gerçekleştirdik.