İlaç ihracatı alanında son 5 yıldır zirvede konumlanarak ‘Türkiye’nin ilaç ihracatı şampiyonu’ unvanıyla yoluna emin adımlarladevam eden World Medicine, 13 yılda Türkiye’nin en önemli yerli üreticileri arasına adını yazdırdı. World Medicine Yönetim Kurulu Başkanı Ruşen Kalender ile şirketin bu başarılı yolculuğundaki Ar-Ge ve inovasyon çalışmalarından üretimine, sürdürülebilirlik yaklaşımından İK stratejileri ve sosyal sorumluluk anlayışına kadar kapsamlı bir sohbet gerçekleştirdik.
2011 yılında kurulan World Medicine’nin bu 13 senelik yolculuğunu biraz anlatır mısınız? Nasıl bir vizyonla çalışmalarını sürdürüyor?
Kurulduğumuz günden bu yana ilaç ve sağlık sektöründe yenilikçi bir yaklaşımla çalışıyoruz. 13 yıllık yolculuğumuzda büyüme, ilk günden beri stratejik iş planımızın temelinde yer alırken, sürdürülebilir kalite standartlarını ise yenilikçi bakış açımızla birleştirdik. Sağlık alanındaki en son yenilikleri takip ederek global sağlık standartlarını yükseltmeyi ve insan sağlığını iyileştirmeyi vizyonumuz olarak benimsedik.
3 kıtada 4 üretim tesisimiz ile ilaç ihracatı alanında son 5 yıldır zirvede konumlanarak ‘Türkiye’nin ilaç ihracatı şampiyonu’ unvanıyla yolumuza emin adımlarla devam ediyoruz.
Bunun için de Ar-Ge, inovasyon, teknoloji ve üretim tesisleri, sürdürülebilirlik, yeşil enerji, insan kaynakları ve sosyal sorumluluk alanlarında önemli projelere imza attık. Önümüzdeki dönemde de bu vizyonumuz çerçevesinde yatırımlarımıza devam edeceğiz.
Hangi tedavi alanlarında faaliyet gösteriyorsunuz? World Medicine’nin şu an kaç ruhsatlı ürünü var?
Nöroloji, endokrinoloji, kardiyoloji, romatoloji, gastroenteroloji, üroloji, oftalmoloji, göğüs hastalıkları, gibi birçok tıbbi alanda 450’den fazla farmakolojik ürünü içeren geniş bir portföye sahibiz. Global arenada 5.000’in üzerinde ruhsata sahibiz. Ürün gamımızı daha da geliştirmek için Ar-Ge ve inovasyona yatırım yapmaya devam ediyoruz.
Üretim tesislerinizden ve yıllık üretim hacminizden bahseder misiniz? Üretim hacmini artırmak üzere yeni yatırımlar planlıyor musunuz?
Türkiye, ilaç pazarında dünyada önemli bir konumda. İstanbul’daki üretim tesisimizde yıllık 60 milyon kutu ilaç üretiyoruz. Türkiye’nin ve Doğu Avrupa’nın en büyük ilaç üretim tesislerinden biri olan Çerkezköy fabrikamızda ise non-steril likit ve yarı katı ürün hatlarımızda yıllık toplam 350 milyon kutu, steril likit ve liyofilize enjektable üretim için toplamda 450 milyon kutu, son olarak katı üretim bölümümüzde üretilen tüm ürünler için toplamda yıllık 500 milyon kutu üretim kapasitesine sahibiz.
Bunun yanı sıra, yaklaşık 1,5 yıl önce temeli atılan 17.582 metrekarelik Çerkezköy ek üretim tesisi ve depo alanı yatırımımız çok kısa zamanda faaliyete geçecek. Ayrıca yine Çerkezköy OSB’de grubumuz çatısı altında hizmet veren bir de boş ampul ve flakon üretimi tesisimiz de bulunuyor. Toplam potansiyelimizi değerlendirdiğimizde; yurt içi ve yurt dışı tesislerimiz ile birlikte bir yılda toplamda 1,5 milyar kutunun üzerinde ilaç üretimi gerçekleştirebiliyoruz. Üretim kapasitemizi artırmak büyüme hedeflerimiz için vazgeçilmez durumda, bunun için yeni yatırımlar ve üretim hacmimizi genişletecek stratejik hamleler yapmaya devam edeceğiz.
Üretim tesislerinizde çevre ve doğayı koruma adına ne gibi önlemler alınıyor?
Dünyanın enerji kaynaklarının kısıtlı olduğunu biliyor, çevreye ve gelecek nesillere olan sorumluluğumuzla hareket ediyoruz.
Bu sorumluluk bilinciyle yeşil enerji ve GES yatırımlarımıza da hız verdik. Yakın gelecekte hem üretim tesislerimizin hem de genel merkezimizin enerji ihtiyacını yeşil enerji ile elde etmek istiyoruz. İlaç üretiminde enerjideki dışa bağımlılığı da böylelikle azaltarak milli ilaç üretimine katkı sağlıyoruz. GES yatırımımızla karbon salınımımızı da önemli ölçüde azaltıyoruz.
Enerji sektörüne yaptığımız yatırımlar doğrultusunda Çerkezköy fabrikamızı ilk yeşil enerji kullanan ilaç fabrikası olarak nitelendirdik. İstanbul’daki üretim tesisimizle de ‘Sıfır Atık Belgesi’ aldık. Yeşil enerjiye ek olarak atık yönetimi alanında çevreyi koruyacak önemli adımlarımız var. Üretim tesislerimizdeki atık suyu yeniden kullanılabilir su kalitesine getirene kadar arıtıyoruz. Geri dönüştürülmesi mümkün olan tüm malzemeleri dönüştürüyoruz. Düzenli olarak karbon ayak izimizi ölçüyor, gerekli durumlarda hızlıca aksiyona geçiyoruz. Yaptığımız tüm bu yeşil enerji ve atık yönetimi alanındaki çalışmalarımız global sertifikasyon programları ile de destekleniyor. Türkiye’deki üretim tesislerimiz ‘Uluslararası Yeşil Enerji Sertifikası’ sahibi.
Şu an World Medicine bünyesinde Konya-Ereğli’de 6 MW, Konya-Yunak’ta 6.8 MW, Karaman’da 4.8 MW ve Nevşehir’de 2.4 MW olmak üzere toplamda dört adet Güneş Enerji Santralimiz bulunuyor. Konya-Ereğli’deki santralimiz Şubat 2024’te elektrik üretimine başladı. Konya-Yunak ve Nevşehir-Kozaklı santrallerimizi Mayıs 2024’te, son olarak Karaman santralimizi de Ağustos ayında devreye aldık. Önümüzdeki aylarda yeni enerji santralleri için yatırımlarımız devam edecek. Bu alanda yaptığımız yatırımların sektöre de örnek olmasını diliyorum.
World Medicine İki yıldır üst üste ihracat şampiyonu oluyor. Hâlihazırda ihracat yaptığınız ülkeler hangileri, yıllık ihracat hacminizden söz eder misiniz?
Üretim kapasitemizi artırmak ve Ar-Ge faaliyetlerine önem vermek ihracat şampiyonluğuna giden yolculuğumuzun temel taşlarını oluşturuyor. World Medicine olarak Türkiye’de ürettiğimiz ilacı dünyaya ihraç etmek bizim en temel hedeflerimizden biri. Her yıl üzerine koyarak ulaştığımız ihracat şampiyonluklarımız bu hedefimizin bir sonucu ve bu anlamda çok gururluyuz. Bu başarının kalıcı olmasını sağlamak, Türkiye ekonomisine en çok katkı sağlayan ilaç şirketi olmak için çok çalışıyoruz.
World Medicine olarak ürettiğimiz ürünlerin %75’ini ihraç ediyoruz. Asya, Afrika, Güneydoğu Asya, Latin Amerika gibi farklı kıtalarda 50’yi aşkın ülkeye ilaç ihracatı yapabiliyoruz. Hedef pazarımız ise Avrupa.
Farklı stratejik iş modelleri ile birçok ülkede faaliyetlerine devam eden şirketimiz, World Medicine markalı ürünleri kendi satış ve pazarlama ekipleriyle 15 ülkede sektörün hizmetine sunuyor. Bunun yanı sıra, Afganistan, Arnavutluk, Dominik Cumhuriyeti, Etiyopya, Filipinler, Gana, Guatemala, Hong Kong, Kamboçya, Kolombiya, Kosova, Kosta Rika, Libya, Malezya, Meksika, Moğolistan, Mozambik, Nikaragua, Pakistan, Romanya, Singapur, Sri Lanka, Sudan, Suriye, Şili, Tayvan, Tunus, Uganda, Venezula, Vietnam ve Yemen’e geniş ürün portföyümüz ile ilaç satışı gerçekleştiriliyor. İhracat yaptığımız ülke sayısını ve miktarını artırmak için var gücümüzle çalışıyoruz.
World Medicine önemli bir başarıya imza atarak Ar-Ge alanında en fazla yatırım yapan yerli firmalar arasında yer aldı. Ar-Ge için cironuzun ne kadarını ayırıyorsunuz? Ar-Ge merkezinizden ve devam eden Ar-Ge çalışmalarınızdan bahseder misiniz?
Özellikle Ar-Ge ve inovasyon alanındaki çalışmalarımızla gurur duyduğumu ve bu alandaki başarılarımızın göğsümüzü kabarttığını söylemek isterim. Ar-Ge yatırımlarımızı ülke ekonomisine, geleceğine ve milli ilaca da yatırım yapmak olarak görüyoruz. Yıllık ciromuzun %5’ini de bu bakış açımızla Ar-Ge’ye ayırıyoruz. Bu çalışmalarımızın sonuçlarından biri de elbette ki ürün yelpazemizin genişlemesi oluyor.
Ar-Ge yatırımımızı, Türkiye’nin dışa bağımlı olmadan kendi ilacını üretmesine katkı sağlama prensibiyle yapıyoruz. Bu hedeften yola çıkarak özel bir Ar-Ge laboratuvarı kurduk. WMINOLAB İnovasyon Laboratuvarımız bünyesinde ilaç kalitesinde dünya standartlarında ilaç analizleri yapılabiliyor. WMINOLAB’ı Türkiye’deki tüm laboratuvarlar da diledikleri zaman kullanabiliyor. WMINOLAB’ı diğer laboratuvarın kullanımına açmaktaki temel amacımız; ilaç analizinde dışa bağımlılığı azaltmak, ülke ekonomisine katma değer yaratmak ve elbette ki milli ilacı desteklemek.
WMARGE merkezimizin çatısı altında biyobenzer ve biyoüstün ilaçlar, gen terapisi ile nörolojik rahatsızlıkların tedavi edilmesi, ilaç yeniden konumlandırma, nano-teknolojik yöntemlerle üretilen transdermal bantların geliştirilmesi ve iyileştirilmesi, inhaler ürünleri için etkin maddelerin emilim ve dağılımının arttırılmasına yönelik uluslararası iş birliklerinin başlatılması, Horizon Avrupa Proje çağrıları araştırma-geliştirme odağına aldığımız başlıca konular arasında bulunuyor.
Yerli ilaç üretimin bir ülke ekonomisi için önemi ve World Medicine’ın Türkiye’ye sağladığı katkı için neler söylersiniz?
Yerli ve milli ilaç üretimi ekonomiden ihracata, istihdamdan teknolojiye, Ar-Ge ve inovasyona kadar birçok alanda ülke ekonomisini ve sağlık ekosistemini destekliyor. Biz de World Medicine olarak yerli üretime katkı sağlamak için elimizi taşın altına koyuyoruz. WMINOLAB ile ilaç analizinde, GES yatırımlarımızla da enerjide dışa bağımlılığı azaltarak milli ilaç üretimini destekliyor, ilaç maliyetlerini azaltmayı ve ulaşılabilir kılmayı hedefliyoruz. Üretim tesisimize ve teknolojiye sürekli olarak yatırım yapıyoruz.
İlaç sektörü; Türkiye’nin ihracat gelirlerini artırabilecek, global pazarlarda rekabette adından söz ettirecek ve ülkeye döviz kazandırarak cari açığın azalmasına katkı sunacak çok stratejik bir alan. Türkiye’de tüm üreticilerin dış pazarlara korkmadan açılması sadece Türkiye pazarı ile yetinmemesi gerekiyor.
World Medicine olarak ülkemize döviz girdisi sağlıyoruz. Türkiye’yi dünya genelinde tanıtarak önemli bir ilaç üreticisi ülke olarak konumlanmasına destek oluyoruz, bu da uzun vadede ülkemiz için çok önemli. Yüksek üretim teknolojisine ve kapasitesine sahip, kendine yeten, küresel rekabette gücünü korumak için sürekli yatırım yapan, güçlü ve deneyimli bir şirket olarak hizmet veriyoruz. Türkiye’nin ilacını dünyanın her kıtasına ulaştırmak için de var gücümüzle çalışmayı sürdüreceğiz.
World Medicine’ın İK politikasının temelinde neler yer alıyor? Şirketinizin toplam çalışan sayısı nedir?
Başarıya giden yolun birlikte yürünmesi gerektiğine iniyoruz. Bu inançla İK uygulamalarımızı global standartlarda uyguluyoruz. Dijital ve teknolojik entegrasyonla hareket ediyor, işe alım süreçlerimizi WM HRConnect modülümüz üzerinden gerçekleştiriyoruz. Yarattığımız ‘İnsana Değer’ markasıyla çalışanlarımızın mutluluğunu ve bağlılığını sürekli artırmayı hedefliyoruz.
World Medicine, hızla büyüyen çok genç bir organizasyon. Bu büyüme ile birlikte bundan önceki yıllara kıyasla çalışan sayımız ciddi oranda artış gösterdi. Bizler bu hızlı büyümeye rağmen insanı odağına alan ‘Butik İnsan Kaynakları’ felsefesiyle World Medicine’de görev alan tüm çalışanlarımıza dokunmaktan, onları dinlemekten hiç vazgeçmedik. Çalışanlarımızın kendilerini değerli ve önemli hissettikleri bir iş ortamını oluşturabilmek için çalışıyor, elimizden gelenin en iyisini yapmaya özen gösteriyoruz. Tümüyle dikey kurgulanmış yönetsel bir yapıda çalışanlar zincirin üst kısımlarındaki çalışanlardan kendilerini daha az değerli hissedebilirler. Bunun olmaması için kurguladığımız ve desteklediğimiz yatay modelde bir yandan çalışanlarımıza daha fazla özgürlük ve hareket esnekliği sağlıyor, diğer yandan da verimlilik ve motivasyonlarını artırıyoruz. Bugün Ar-Ge ve üretim başta olmak üzere tüm faaliyet alanlarımızda 2.000 kişiye yakın istihdam sağlıyoruz.
Kadın istihdamı konusundaki yaklaşımız nasıl?
World Medicine’da kadın-erkek çalışan oranımızın oldukça dengeli olduğunu paylaşmak isterim. İş dünyasında cinsiyet eşitliğinin ilk adımı işe alımda başlıyor. Biz de tüm İK süreçlerimizde eşitlik ilkesini takip ediyoruz.
World Medicine olarak tüm insan kaynakları süreçlerimizi yeniden gözden geçirdik, analizini yaptık ve bu analiz çerçevesinde harekete geçtik. ‘Önce insan’ mantığı ile önemli projelere imza attık. Çalışma sistemimizi, projelerimizi, çalışan bağlılığı ve işe alım süreçlerimizi yeniden gözden geçirdik. Hâlihazırda %50 kadın-erkek çalışan dağılımımız var. Türkiye genelinde ağırlıklı olarak kalifiye kadın personel çalıştırıyor olmak bizim için ayrı bir gurur kaynağı. Yaptığımız projeler ve işe alımlarımızda kadının gücüne önem veren bir şirket olarak, kadın istihdamını her kademede artırmayı, kadınlara tanınan sosyal hakları çeşitlendirmeyi hedefliyoruz.
Kurumsal sosyal sorumluluk anlayışınızdan ve bu alanda hayata geçirdiğiniz projelerinizden de kısaca söz eder misiniz?
Eğitim, cinsiyet eşitliği ve çevre konularına özellikle çok önem veriyoruz. Sadece insan sağlığına değil, yaşanabilir bir gelecek için ‘Daha Sağlıklı Bir Dünya’ felsefesine de odaklanıyoruz. Üretim yapan bir şirket olarak çevre, yeşil enerji ve sürdürülebilirlik alanına ciddi yatırımlar yapıyor, cinsiyet eşitliğini destekleyecek adımlar atıyoruz.
Yarının kadın doktor ve eczacılarını yetiştirmek için Türk Eğitim Derneği (TED) ile iş birliği yaptık. Yarının kadın doktorlarını, eczacılarını ve kadın yöneticilerini yetiştirmek için Türkiye’de fen ve matematik bölümünde okuyan başarılı, ancak maddi olanakları kısıtlı olan kız çocuklarına burs, staj ve mezuniyetlerinden sonra açık pozisyonlarımızda değerlendirilmek üzere istihdam olanağı sunuyoruz.
Firma içerisinde gerçekleştirdiğimiz etkinliklerle çalışanlarımızın çevre farkındalığını artırıyoruz. Eğitimler ve yarışmalar düzenliyor, önemli çevre günlerini de şirket içerisinde kutluyoruz. Sadece doğrudan çalışanlarımızı değil, onların ailelerinin de çevre farkındalığı için yaptığımız etkinliklere katılmalarını sağlıyoruz. Bu kapsamda çalışanlarımızın katılımıyla TEMA (Türkiye Erozyonla Mücadele, Ağaçlandırma ve Doğal Varlıkları Koruma Vakfı) ile ağaçlandırma ve bilinçlendirme üzerine yürüttüğümüz destek projeleri de mevcut.
Yaptığımız tüm yatırım ve sosyal sorumluluk çalışmalarımızı topluma karşı hissettiğimiz sorumluluk hassasiyetiyle gerçekleştiriyoruz.
Önümüzdeki 5 yıl için firma olarak kendinize koyduğunuz hedefler neler?
Önümüzdeki 5 yıl için birçok hedefimiz var. En önemli hedefimiz; Türkiye’yi ana üretim ve merkez üssü haline getirmek. Tüm yatırımlarımızı bu odakla gerçekleştiriyoruz. Faaliyet gösterdiğimiz ülkelerde güvenilir bir iş ortağı olmaya önem veriyoruz.
Türkiye’nin milli ilaç üretimini destekleyecek her türlü çalışmanın içinde yer almak için çalışıyoruz. Türkiye’nin ilaç denildiğinde adının uluslararası arenada daha güçlü bir hale gelmesi için girişimlerimize devam edeceğiz ve World Medicine olarak Türkiye’de ilaç ihracatı denildiğinde akla gelen tek marka olacağız.