Bayram Hazırlığı İyi Gelecek

Bayram ziyaretçilerimiz olmasa da bayrama hazırlık yapılmalı…

Pandemi koşullarında kısıtlamalarla geçireceğimiz Ramazan Bayramı’nda bu yıl da evlerimizde olacağız. Dini bayramların toplumsal bağları güçlendiren ritüellerden olduğunu belirten uzmanlar, her ne kadar yakınlarımızla buluşamasak da bayramın bayram gibi geçirilmesini tavsiye ediyor. Bayram ziyaretleri olmasa da kendimize özen göstermek, bayrama özel bir sofra hazırlamak, çocuklara bayram için kıyafet almak hepimize iyi gelecek. Uzmanlara göre, ev içinde eğlenceler düzenlemek ve oyun oynamak gibi özel aktiviteler bayram tadını yeniden hissettirecek.

Üsküdar Üniversitesi NP Feneryolu Tıp Merkezi Uzman Klinik Psikolog Selvinaz Çınar Parlak, Ramazan Bayramı’nı bayram coşkusuyla kutlamak gerektiğini söyledi.

Bayrama hazırlanmak, psikolojik olarak iyi gelecek

Ramazan Bayramı’nın dini bir bayram olması dolayısıyla toplumsal bağları güçlendirecek bir ritüel olduğunu belirten Selvinaz Çınar Parlak, “Aidiyet duygusu, birey olarak toplumla kurduğu bağ ve sosyal sistem içinde var oluşunun önemi gibi çeşitli duygu ve eylemleri harekete geçirmektedir. Ancak pandemi koşullarında bu kollektif ritüeller gerçekleşemiyor. Çocuklara yeni kıyafetler alınmıyor, bayramlaşmalar yapılmıyor, görüntülü bayramlaşmaların yüz yüze olduğu gibi tercih edilmediği gözleniyor. Bayram tatil, dinlenme ve eğlenme olarak da algılanmıyor. Bayramın getirdiği heyecan ve coşkunun yerini yalnızlık ve kısıtlanmaya bağlı engellenmişlik hissi alıyor. Bu nedenle bayrama özgü ritüeller yapılamasa da evde çocukları özenli giydirmek, bayram temizliği yapmak, bayramlaşmayı ev üyeleri ile özel bir an ve hatıra oluşturarak tekrarlamak, değişen koşullar içinde bayramı özel kılacak küçük ev içi faaliyetler yaratmak psikolojik olarak bizlere iyi gelecektir.” dedi.

Kendimize özen göstermek iyi hissettirecek

Bakımlı olmak ve iyi görünmek gibi estetik ihtiyaçlarımız olduğunu belirten Uzman Klinik Psikolog Selvinaz Çınar Parlak, bayram günü kişinin kendine özen göstermesinin iyi hissettireceğini belirterek şu tavsiyelerde bulundu:

“Kimse bizi görmese bile bayram günü gösterilen özeni kendimize tekrar göstermemiz bize iyi hissettirecektir. Bayram ziyareti olmasa da özel bir sofra hazırlamak, bayram gününe özel aile üyelerinin çocukları için ve kendi içlerindeki çocuğa bayram coşkusu yaşatacak ev içi eğlence ve oyun oynamak gibi özel aktiviteler yaratması, bayram tadını yeniden hissettirecektir.

Bayrama özel anlar oluşturmalıyız

Değişen koşullara bağlı olarak bayram ritüellerini gerçekleştiremesek de bayram olduğunu hatırlatacak özel anları yaratmaya ihtiyacımız var. Zaten sosyal mesafe ve sosyal kısıtlama ile geçirdiğimiz bu uzun süreçte sosyal ihtiyaçlarımızı birlikte yaşadığımız ve görüntülü konuşma ile ulaşabildiğimiz yakınlarımız ile bayram gününü özel kılacak küçük etkinlikler ile telafi edebiliriz.”

Aile büyüklerimizle görüntülü konuşmalıyız

“Pandeminin başında bu yeni sürecin geçici olacağını düşünüp normalleşmeyi bekledik ancak bu pandemi kısıtlamaları ile geçireceğimiz ikinci Ramazan Bayramı” hatırlatmasında bulunan Selvinaz Çınar Parlak, “Bu bayramda da yüz yüze görüşme, ziyaret ve bayramlaşma yapamıyoruz. Özellikle aile büyükleri, bu kısıtlamalardan daha yoğun ve uzun süreli etkilendiler. Aile büyüklerimizin en büyük ihtiyacı sosyalleşme ve iletişim olduğunu söyleyebiliriz. Yüz yüze iletişimin yerini tutmasa da görüntülü görüşme gibi araçlarla iletişim ve etkileşimin sürmesini sağlamalıyız.” dedi.

Yardımlaşma ve paylaşmayı da unutmamalıyız

Yardımlaşma ve paylaşmanın da bayramlara özgü sosyal ihtiyaçların önemli bir parçası olduğunu kaydeden Selvinaz Çınar Parlak, “Evde izole olunan bu günlerde yardımlaşma ve paylaşmaya yönelik ritüellere yönelmek bireylere kendilerini de daha değerli ve işe yarar hissettirmelerini sağlayarak iyi gelecektir. Hastalara, yakınlarımıza ve ekonomik olarak da olumsuz etkilerin olduğu bu pandemi sürecinde yardımlaşma ve toplumsal dayanışma bireysel olarak da daha iyi hissetmemizi sağlayacaktır. Büyüklerimiz ve sevdiklerimiz için ihtiyaçlarına destek olacak yardımlaşma ve paylaşmaya dayalı ritüeller yeni normalimiz de çok daha işlevsel olacaktır.” dedi.

Dijital ortamda sosyal etkileşime devam edilmeli

Uzman Klinik Psikolog Selvinaz Çınar Parlak, sosyal medyadaki etkileşime bayramda da devam edilmesini tavsiye ederek “Sosyal ağlarımızı yeniden hatırlamalı, dijital ortam aynı tadı vermese de sosyal etkileşime devam etmeliyiz. En yoğun ihtiyacımız sosyalleşme ve iletişimdir. Bunu sosyal mesafe ile gideremesek de yardımlaşma ve paylaşma gibi ritüeller ile sosyal ihtiyaçlarımızı besleyebiliriz. İlişkilere olan ihtiyacımız kaçınılmaz, ilişkileri güçlü tutmak için de kesintisiz iletişime koşullar dahilinde devam etmeliyiz.” diye konuştu.

İlginizi çekebilir

Mor Gün’de İzmir Saat Kulesi Farkındalığın Işığını Yaktı

nya genelinde en sık görülen nörolojik hastalıklardan biri olan epilepsi hastalığına dikkat çekmek amacıyla 26 Mart Mor Gün - Epilepsi Farkındalık Günü’nde İzmir Saat Kulesi, epilepsi farkındalığının rengi mor ile aydınlatıldı.