İlaç Sektörü-Hekim ve Eczacıların Dergisi
Benzer yazılar
Danone, Lüleburgaz Üretim Yerleşkesi’nde yaptığı 450 milyon TL’yi aşkın yatırım ile açtığı yeni tesisinde malnütrisyon tedavisinde kullanılan medikal beslenme ürünlerinin yerli üretimini başlattı. Bu yatırım ile Türkiye’nin ihtiyacına cevap vermenin yanı sıra, aralarında Slovakya, Macaristan, Çek Cumhuriyeti ve İngiltere’nin de bulunduğu pek çok ülkeye ihracat gerçekleştiren Danone, yaptığı bu yatırım ile üretim kapasitesini 2 yıl içinde yüzde 50 artırmayı, ihracatını ise 3 katına çıkarmayı hedefliyor.
Danone’nin medikal beslenme alanındaki çalışmalarını Danone Türkiye Uzman Beslenme Direktörü Cenk Kurt, Medikal ve Pazara Erişim Direktörü Elif Arıbal, Pediatri Beslenme Pazarlama Lideri Nur Hergüner, Kategori Müdürü Nimet Aslan ile konuştuk.
Danone Türkiye olarak medikal beslenme alanında son dönemde yaptığınız çalışmalardan bahsedebilir misiniz?
Cenk Kurt
Cenk Kurt: Danone olarak, ‘Mümkün olan en fazla sayıda insana gıda yoluyla sağlık ulaştırma’ global misyonumuz doğrultusunda Anne – Bebek Beslenmesi, Medikal Beslenme, Sütlü Ürünler ve Su & İçecek kategorilerindeki öncü markalarımızla yaşamın her evresine temas ediyoruz. Hem toplumumuzun hem de gezegenimizin geleceği için yatırım yapıyoruz. Danone Türkiye çatısı altındaki Nutricia Uzman Beslenme ekibimiz ile büyüme konusuna odaklanmakla kalmıyor, nesillerin sağlıklı gelişimine katkı sağlamak üzere geniş bir perspektifle çalışıyoruz. Bu doğrultuda yakın zamanda Lüleburgaz Üretim Yerleşkemize yaptığımız 450 milyon TL’yi aşkın yatırım ile açtığımız yeni tesisimizde malnütrisyon tedavisinde kullanılan medikal beslenme ürünlerimizin yerli üretimini başlattık. Bu yatırımımız ile Türkiye’nin ihtiyacına cevap vermenin yanı sıra aralarında Slovakya, Macaristan, Çek Cumhuriyeti ve İngiltere’nin de bulunduğu pek çok ülkeye ihracat da yapıyoruz. Hedefimiz; üretim kapasitemizi 2 yıl içinde yüzde 50 artırırken, ihracatımızı ise 3 katına çıkararak etki alanımızı daha da genişletmek. En büyük motivasyonumuz ise beslenme zorluğu çeken hastalarımızın şifa bulmasına bir nebze de olsa katkı sağlamak.
Beslenme yetersizliğiyle ilgili bilgi verebilir misiniz?
Nur Hergüner: Dünya Sağlık Örgütü malnütrisyonu; bir veya daha çok besin öğesinin eksik veya dengesiz alınması sonucu ortaya çıkan patolojik bir durum olarak tanımlamaktadır. Özellikle 0-5 yaş dönemi hayatın temellerinin atıldığı, boy ve kilonun en hızlı büyüdüğü dönemdir. Beraberinde bağışıklık sisteminin oluştuğu, beyin ve motor fonksiyonlarının tamamlandığı en kritik zaman aralığıdır. Bu dönemde protein yetersizliği, enerji yetersizliği ya da her ikisinin birlikteliği ile beraber gelişen malnütrisyon, maalesef çocuklarımızın gelişiminin yaşıtlarına göre geri kalmasına sebep olmaktadır. Zayıflık ile karşımıza çıkan malnütrisyon, tanı alamadığında bodurluğa giden ve uzun vadede beyin gelişiminden, bağışıklık sistemine, toplumsal olarak potansiyeline erişemeyen bir nesilin yetişmesine kadar derin izler bırakmaktadır. Beslenme, yaşamları değiştirebilen ve hayat kurtarabilen etkilere sahiptir ve hem kısa hem de uzun vadeli sağlık sonuçlarını etkileyebileceğini gösteren güçlü ve artan klinik kanıtlar bulunmaktadır.
Malnütrisyon dünyada ve ülkemizde ne kadar kişiyi etkiliyor?
Elif Arıbal
Elif Arıbal: Malnütrisyon dünyada ve ülkemizde hala mücadele edilmesi gereken ciddi bir problem. 2021 UNICEF/WHO ortak bildirisinde dünya genelinde 195 milyon çocukta kronik ve akut malnütrisyon olduğu rapor edilmiştir. Rapora göre, 5 yaş altı çocuk ölümlerinin yaklaşık %45’i maalesef yetersiz beslenme ile ilişkili. Her çocuğun en temel ihtiyacı ve hakkı olan beslenme gibi kritik bir konuda böylesi bir rakamla karşılaşmak son derece sarsıcı. Ne yazık ki ülkemiz özelinde de malnütrisyon görülme sıklığı göz ardı edilmemesi gereken seviyede.
Türkiye Nüfus ve Sağlık Araştırması (TNSA) 2018 verilerine göre, Türkiye’de 5 yaş altı çocukların %2’sinde zayıflık, %2’sinde düşük kiloluluk, %6’sında ise bodurluk olduğu bildirilmiştir. Bu rapor her 10 çocuktan 1 tanesinin malnütrisyonla karşı karşıya olduğunu gösteriyor.
Malnütrisyon farkındalığını artırmak adına Nutricia olarak nasıl bir rol üstleniyorsunuz?
Nimet Aslan
Nimet Aslan: Gelecek nesillerin gelişimine katkıda bulunmak, büyümelerini destekleyerek hayatlarına dokunmak ve erken tanı ile bu soruna maruz kalan çocukların hikâyelerini değiştirmeyi hayal ediyor ve bu alandaki çalışma, araştırma ve yatırımlarımızla var gücümüzle çalışıyoruz.
Bu doğrultuda, 2023 yılında hayata geçirdiğimiz ‘Büyüyüp Gelişsin, Hikâyesi Değişsin’ kampanyamızla malnütrisyonun etkilerinin sadece bugünleri değil, gelecek nesilleri de olumsuz etkileyebileceği gerçeğini vurgulamaya başladık. Beslenmenin uzun dönem etkilerine fiziksel gelişim, immün sistemi ve beyin gelişimi perspektifinden bakıyor, nütrisyon tedavisi ile bu sistemlerin destekleneceğini ve gelecek nesiller için sağlıklı temeller atılacağını anlatıyoruz. Ayrıca, malnutrisyon konusunda farkındalık yaratmak üzere en büyük destekçimiz çocuklarımızın hayatlarına dokunan hekimlerimiz. Hekimlerin günlük pratiğinde malnütrisyona öncelik vermesinin yanı sıra büyüme ve gelişme takibi yapması çok büyük önem taşıyor. Ülkemizde hekimlerimizin birçoğu malnütrisyon hakkında bilgi sahibi, tanı koyma ve tedavi sürecine başlama konusunda da oldukça yetkin. Tedaviye dahil olan hekim, bir çocuğun hayatını bir anda değiştirebiliyor. Biz de bu doğrultuda farklı hekim ve aile dernekleri ile iş birliği içinde ilerleyerek farkındalık yaratarak etki alanımızı artırmaya çalışıyoruz.
Pediatrik enteral beslenme ürün portföyünüz ve yenilikler hakkında bilgi verebilir misiniz?
Elif Arıbal: Nutricia 100 yıllık deneyimi ile yıllar süren Ar-Ge çalışmaları sonucu geliştirilmiş ve her bir ürün özelinde yapılan klinik çalışmalarla etkinliği kanıtlanmış geniş bir ürün portföyüne sahip. 0-17 yaş arasında tüm yaş grupları için değişen ihtiyaçlara yönelik tasarlanmış ürün portföyümüz tam ve bütünlüklü içerikleriyle malnütrisyon tanısı almış çocuklarımızın nütrisyon tedavilerinde kullanılıyor.
Malnütrisyonla mücadele tedavisinde kullanılan medikal beslenme ürün portföyümüzü ülkemizde üretmeye başlamanın yanı sıra teknolojimizi de bir adım öteye taşıdık ve yeni üretim süreci tasarımı sayesinde yüzde 30’a varan enerji tasarrufu sağlamaya başladık. Ayrıca, sürdürülebilirlik çalışmalarımızın önemli bir parçası olarak geliştirdiğimiz ergonomik ve içimi kolay, yeni kâğıt pipetli ambalajımız, çevresel etkimizi azaltma yolunda attığımız en önemli adımlardan biri.
Şimdiye dek gerçekleştirdiğiniz sosyal sorumluluk projelerinden bahsedebilir misiniz?
Nimet Aslan: Türkiye’de 96 bin serebral palsili çocuk var. Bu çocukların yaklaşık %50’si beslenme sorunları yaşıyor, aileler günde ortalama 3,5 saatlerini çocuklarını besleme çabasıyla geçirmekte. Bu durum hem ailelerin hem çocukların yaşam kalitelerini şüphesiz olumsuz etkiliyor. Bu doğrultuda, beslenme tedavisinin serebral palsi tedavisinin ayrılmaz bir parçası olduğunu söylemekte fayda var. TSÇV (Türkiye Spastik Çocuklar Vakfı) iş birliğimizle ‘Serebral Palside Enerji Dolu Bir Adım Beslenmeden Olmaz’ projesi ile 2021 yılında 31 çocuğa ulaşarak, çocukların multidisipliner tedavilerini karşıladık. Verilen fizyoterapi, diyetisyen, dil ve konuşma terapisi, psikolojik destek ile çocukların özellikle iletişim fonksiyonlarında, el becerilerinde gelişim gözlemledik, yutma bozukluğu şiddetlerinde ve anksiyete ölçeğinde ise azalma sağlandığını gördük. Ayrıca serebral palsili çocukların ailelerine yönelik farkındalık yaratılması için çeşitli iletişim faaliyetleri düzenlendik. Bizler için de gurur kaynağı olan bu sosyal sorumluluk projesine, 2022’de de 20, 2023 yılında 32 çocuğun tedavilerine destek olarak devam ediyoruz. Aynı zamanda Danone olarak bu yıl İstanbul Maratonu’nda serebral palsili çocuklar için koştuk, TSÇV’nin ‘Depremzede Engelli Çocuklarımızın Sesi Ol’ projesine destek oluyoruz.
Orta ve uzun vadeli hedeflerinizi de öğrenebilir miyiz?
Nur Hergüner: Sağlıklı beslenmenin her bireyin hakkı olduğuna yürekten inanıyoruz. Çocuklarımızın doya doya koşması, gülmesi gereken çağlarında, büyümek için verdikleri mücadelenin yanındayız. Geleceğin güçlü yetişkinlerini desteklemek ve onların potansiyellerini yakalamalarına yardımcı olmak için var gücümüzle çalışıyoruz. Bu bağlamda, malnütrisyon tedavisinde kullanılan beslenme ürünlerimizin, erişilebilirlik ve sürdürülebilirliğini artırmaya ve bu alanda toplumu bilinçlendirme çalışmalarımıza devam edeceğiz. Bu amaçla hasta dernekleriyle sosyal sorumluluk projelerimizi ve hekim dernekleri ile bilimsel iş birliklerimizi sürdüreceğiz.
Aynı zamanda Lüleburgaz üretim yerleşkemize yaptığımız yatırımla Türkiye’de yerli olarak üretmeye başladığımız medikal beslenme portföyümüzle ilgili hem üretim kapasitemizi hem de ihracatımızı artırmaya odaklanacağız. Ayrıca, Ar-Ge yatırımları kapsamında önümüzdeki dönemde Türk hastalarının damak tatlarına daha uyumlu kendi reçetelerimizi üretmeyi amaçlıyoruz.
.
