Kulübe Hoş Geldiniz!

90’lı yıllarda dial up modelerimizle önce ‘internete girer’ sonra da ilk iş mIRC açıp, chat odalarında dünyanın dört bir yanından tanımadığımız insanlarla saatlerce yazışıp dururduk. İşte Clubhouse tam olarak böyle; ancak sesli olanı… Yazmak yok, link bırakmak yok, görsel hiçbir şey yok ve insanlar bir nick name ile değil, kendileri olarak sadece bir fotoğrafla sohbete katılıyorlar.

Bu yazımı yazarken klavyemin yanında iPhone duruyor ve Clubhouse uygulaması açık, yaklaşık 150 kişinin bulunduğu bir odada kripto dünyasının yeni çılgınlığı NFT’ler (non fungible token) konuşuluyor. Ben yazımın üstünde çalıştığım için bu sefer dinleyiciler arasındayım ama olur da görüş belirtmek istersem elimi kaldırıp söz almam yeterli…

2021 Şubat ayımız Clubhouse’da geçti desek abartmış olmayız.

Sosyalleşmemek ve konuşmamak o kadar sıkmış ki bazılarımız günlerimizi ve hatta gecelerini non stop konuşarak ve oda oda gezerek geçirdi.

Yaşı yetenler hatılayacaktır. 90’lı yıllarda dial up modelerimizle önce ‘internete girer’ sonra da ilk iş mIRC açıp chat odalarında dünyanın dört bir yanından tanımadığımız insanlarla saatlerce yazışıp dururduk. İşte Clubhouse tam olarak böyle; ancak sesli olanı… Yazmak yok, link bırakmak yok, görsel hiçbir şey yok ve insanlar bir nick name ile değil, kendileri olarak sadece bir fotoğrafla sohbete katılıyorlar. İster radyo dinler gibi dinliyor, isterseniz aktif olarak sohbete katılabiliyor ve isterseniz ilgi alanınıza uygun bir oda açıp moderatör/konuşmacı olabiliyorsunuz. Akşam trafikte giderken dinlediğiniz bir radyo programına katılıp konuşma imkânınız da olduğunu düşünün.

Amerika’da geçtiğimiz baharda kullanıma giren ve büyük ilgi gören Clubhouse, Şubat ayında Türkiye’deki iPhone kullanıcılarına da açıldığı anda gerçek bir çılgınlık yaşandı. Twitter, Facebook ve Instagram’ın icadında da yaşadığımız gibi insanlar bu yeni uygulamayı da müthiş bir hızla sahiplendi.

İlk günlerde giremeyenler davetiye peşine düştü, indiremeyince eksik kaldığını hissetti. Daha ilk günlerde bana da bir davetiye geldi, ancak Android bir telefon kullandığım için uygulamayı indirip inceleyemedim (uygulama hâlâ sadece iOS). Ama her sosyal mecranın early adapter’larından olduğum için Clubhouse’u keşfetmemek de olmazdı. Türkiye’deki ilk iPhone kullanıcılarından olmama ve yıllarımı iOS dünyasına vermeme rağmen, 2018’de Android dünyasını keşfedince “iPhone’u bir daha elime bile almam” diye büyük konuşan ben bile çekmecede küflenmekte olan eski iPhone’umu şarja taktım ve iOS güncellemesi yaparak ‘davete icabet ettim’. Dışarı çıkamadığımız, insanlarla sosyalleşemediğimiz bir dönemde Clubhouse yalnız gün ve gecelerimizin kurtarıcısı oldu adeta.

Clubhouse’da herkesin beklentisi farklıydı. Kimileri iş konuştu, kimileri ‘geyik muhabbeti’ yaptı. Boğaziçi olaylarının olduğu günlerde açılan odalar katılım rekorları kırdı. Elon Musk’ın katıldığı ve soru-cevap yaptığı yayında 5.000 kişilik oda sınırları aşılınca ekstra odalar açılmak zorunda kalındı. Siyasetçilerin katıldığı ve konuştuğu odalar müthiş bir ilgi gördü. Twitter’ın yıllardır sunduğu ‘normalde erişemeyeceğiniz ünlü bir isme tweet atarak görüş bildirme’ olayının yerini direkt ilk ağızdan soru sorma, yorum yapma şansı aldı.

Katıldığım ilk odalardan biri sağlık iletişimi alanında da ne büyük bir nimet olduğunu fark etmemi sağladı. Genel gündem konuşulan bir odaya girdiğimde konuşmacı olarak davet aldım ve gününüz nasıl geçti sorusuna “bugün Coronavac aşısı oldum” yanıtı verdiğim için konu bir anda aşılara döndü ve kendimi yüzlerce kişiye mRNA-inaktif aşılar arasındaki farkları, faz III çalışmaları ve ilaç onay süreçlerini anlatırken buldum. Daha sonra katıldığım bir yayının ana konusu aşıydı ve yine oldukça büyük bir kitleye görüşlerimi aktardım. Pandemi dönemini dev bir bilgi kirliliği içinde geçiren, infodeminin en yoğun yaşandığı ülkemizde doğru bilgilerin bu kadar hızlı ve basit bir şekilde binlerce kişiye anlatılabilmesi çok önemliydi ve yayın bitip de insanlar odadan ayrılırken herkesin düşünceleri benzerdi: “Keşke Clubhouse 2020 Mart ayında çıksaydı da sosyal medya ve TV’de her gün gözönünde olduğu için insanları yanlış bilgilerle dolduran medyatik insanlar yerine gerçekten bilen insanlardan şu işi dinleyebilseydik.

Clubhouse Her Alanda

Yeni kariyerim yazarlık ve eğitmenlik olduğu için Clubhouse’un bana da çok uygun olduğunu gördüm. “Bakalım katılan olacak mı” diyerek başka herhangi bir speaker/moderatör olmadan spontan açtığım bir Viski101™ odasına tam 1.200 dinleyici geldi ve 21.00’da başladığım yayını 02.00’da ancak kapatabildim (Viski ve içki kültürü anlatmak hayatta en sevdiğim şey; değil beş, on saat bile anlatırdım ama sonlara doğru sesim gitmeye başlamıştı). Son 4 sene içinde yaklaşık 1.500 kişiye yüzyüze içki ve viski eğitimleri vermiştim, sadece 5 saat içinde eğitim verdiğim kişilere 1.200 kişi daha eklendi.

Elbette diğer ilgi alanlarımdaki odalarda da saatlerce süren sohbetlere katıldım. Sinema, klasik müzik, kripto yatırımı, markalaşma, e-ticaret, iş dünyasında liderlik, dijital yayın platformları gibi birbirinden oldukça ilgisiz odalarda konularının uzmanı insanlardan inanılmaz şeyler öğrendim, sayfalarca not aldım, müthiş insanlarla tanışıp sohbet ettim ve görüşlerimi bildirdim. Konuşmacı olarak davet aldığım “Tutkusunun Peşinden Gidenler” programında yüzlerce kişiye kurumsal hayattan ayrılıp, tutkumun peşinden giderek kurduğum yeni işimi, Gourmand ödülleriyle taçlanan yazarlık kariyerimi, yine hobi olarak başlayıp büyük bir başarı öyküsü haline gelen yeni e-ticaret girişimimi aktardım ve gençlerden gelen soruları yanıtladım.

Su Akar Yolunu Bulur

Yasakların biraz rahatlaması ve insanların sosyalleşebilmesinin Clubhouse’a olan aşırı ilgiyi azaltacağını öngörmüştük ve nitekim öyle de oldu. Şu anda nadiren 3.000-4.000 kişilik odalar görüyoruz, ancak hâlâ uzman isimlerin bir araya gelerek açtığı ve tematik odalarda müthiş bilgilere erişebiliyoruz (isteyenler de geyik muhabbeti yapmaya devam ediyor).

Clubhouse için son 20 yılda gördüğümüz en ilginç sosyal mecra hareketi demek hatalı olmaz. Her gün yeni güncellemelerle farklı özellikler eklenen bu mecra daha epey konuşulmaya devam edeceğe benziyor

Kulübe hoş geldiniz!

(Not: Clubhouse uygulamasına girerseniz beni ‘Burkay Adalığ’ olarak aratıp, takip edebilir ve yeni kurmama rağmen Clubhouse’un en büyük içki kültürü platformlarından biri haline gelen ‘Meleklerin Payı’ kulübüme üye olabilirsiniz.) 

İlginizi çekebilir

Ruhsatlandırma Birimi, Hastaların Yenilikçi İlaçlarla Buluşmasında Kritik Bir Rol Üstleniyor

AstraZeneca Türkiye Ruhsatlandırma ve Pazar Erişim Direktörü Görkem Saka ile Türkiye’de ilaçların ruhsatlandırma süreçleri, AstraZeneca Ruhsatlandırma Birimi’nin faaliyetleri ve yenilikçi ilaçların hastaların hizmetine sunulmasındaki rolüne ilişkin bir sohbet gerçekleştirdik.