Tam da 8 Mart Kadınlar Günü haftası, trafikte bir kadın şoförden tüm kurallara uygun bir şekilde yol istediğimde, yol vermek yerine tam tersi gaza basmaya ve öne geçmeye çalıştı. Aslında normal zamanlarda da bu gibi durumlarla karşılaşıyoruz ama nedense haftanın özelliğinden midir nedir, neden bir kadın diğerine bunu yapar ki diye içimden geçirmedim değil. Sanki bir erkek şoför yapsaymış daha kabul edilebilirmiş gibi ama kadın şoför olunca duygusal tepkim daha büyük oldu.
Kadın olsun erkek olsun, hayata ve insanlara karşı çok tahammülsüz olduk artık sanki. Bir yetişme telaşı, bir önde olma çabası… Trafikte, işte, yaşamda… Trafik küçük çaplı bir iş yaşamı simülasyonu gibi gelir bana hep. Bu simülasyonda tek meslek var, şoförlük ama sadece iki oyuncu, erkek ve kadın. İş yaşamında ise birçok rol var ve orada da sadece iki oyuncu: Erkek ve kadın.
İş yaşamında en çok rağbet gören konulardan biri de çalışanların yöneticileriyle yaşadıklarıdır genelde. Aslında konu cinsiyetten bağımsız çalışan-yönetici ilişkisi olarak ele alınabilecek iken, nedense kadın yönetici olunca olay farklı bir boyuta taşınıverir. Kimisi kadın yöneticilerle çalışmanın zorluklarından bahseder kimisi de avantajlarından.
Özünde adı ne olursa olsun, iki bireyin ilişkisi her zaman zordur. Hele ki işin içinde başarma güdüsü, en iyi olma çabası, kariyer hedefi gibi iş dünyasının en ilgi çekici tanımları varsa… Kadın dayanışması çoğu zaman sahne alsa da az da olsa rekabetin dayanılmaz cazibesi kadın çalışan- kadın yönetici arasına kara kediler sokabiliyor.
Yapılan birçok araştırmada kadın çalışanların, erkek yöneticilerle çalışmayı tercih ettikleri ortaya çıkıyor. Kanımca bu durumun başlıca sebepleri; kadınların mükemmeliyetçi bir yapıda olmaları ve her şeyi kontrol altında tutma istekleri. Yönetici, hele de işinde iyiyse, kendindeki bu mükemmeliyetçi bakış açısının tüm çalışanlarında olmasını bekliyor. Erkek çalışanına karşı biraz daha toleranslı olabilirken, bu bakış açısına uyum gösteremeyen kadın çalışanını ise anlamakta zorluk çekebiliyor ve onu yetersiz olarak dahi nitelendirebiliyor. Bu durumda iletişim zedelenebiliyor.
Öte yandan, kadın yönetici ile çalışmanın avantajları da yok değil. Çoğu kadın çalışana göre en çok bahsi geçen avantaj is, kadın yöneticilerin kadın çalışanlarına ailevi sorunlarında ve özellikle anne iseler çocukları ile ilgili konularda daha anlayışlı yaklaşmaları. Bu noktada kadın yöneticiler kadın çalışanlarına daha empati ile yaklaşabiliyorlar.
Yöneticilerin de öğrenmesi, gelişmesi gereken yönler muhakkak ki var. Kadın çalışanlarıyla sorun yaşayan kadın yöneticilerin, gerekçeleri ne kadar iş ve fayda odaklı olursa olsun, duygusal iniş çıkışlardan ve beklentilerden soyunmuş bir şekilde durumu analiz etmesi hem örselenmiş ilişkiyi kopma noktasından uzaklaştırabilir hem de olaylara farklı bir bakış açısı ile bakma fırsatı sunabilir.
Kadınların, her iki cinsi de çok daha iyi tanıma ve anlama yeteneğine sahip oldukları bilimsel olarak da ispatlanmış iken, bu yetkinliği el birliği ile kadın- kadına sinerjiye çevirebilmenin çok da zor olduğunu söyleyemeyiz, yeter ki yaratılıştan gelen doğamızı kontrol edebilelim ve stratejik düşünmeye aktarabilelim. Böylece belki önümüzdeki zaman dilimlerinde yapılacak araştırmalar kadın çalışanların özellikle kadın yöneticileri tercih edeceğini söyleyecek ve devran tersine dönecek, kim bilir…