Bayer Tüketici Sağlığı’nın Hedefi; 100 Milyon Yatırımla 100 Milyon Kişiye Erişim

Erdem Kumcu

Bayer Tüketici Sağlığı Türkiye Ülke Müdürü

Sizi ve ekibinizi biraz tanıyabilir miyiz?

Uzun yıllardan beri ilaç sektöründe çalışıyorum. Türkiye ve Güney Afrika bölgesinde yöneticilik görevlerinde bulundum. Bayer ailesine 2 sene önce katıldım. Geçtiğimiz seneye kadar da Bayer Türkiye’de tüketici sağlığı satış direktörü görevini 1 yılı aşkın süredir devam ettiriyordum. 1 Kasım 2020 tarihi itibarıyla ise Bayer Tüketici Sağlığı Türkiye Ülke Müdürü olarak görevimi sürdürüyorum. Bayer Tüketici Sağlığı olarak, bireylerin hayat kalitelerini artıran ve önlenebilir sağlık problemlerine karşı çözümler sunan büyük ve dinamik bir ekibe sahibiz.

Pandemide 1 yılı geri baktık, bu süreci ekip olarak nasıl geçirdiniz?

Herkes için farklı bir yıl oldu. Biz de Bayer Tüketici Sağlığı ailesi olarak hem paydaşlarımıza hem tüketicilerimize yönelik günün koşullarına uyum sağlayacak şekilde çeşitli aksiyonlar aldık. Bayer olarak hem dünyada hem Türkiye’de Covid-19 pandemisi ile mücadeleye destek olmaya devam ediyoruz.

Çin’de salgının ilk baş gösterdiğinden bu yana çok sayıda ülkede toplamda 11 milyon Euro nakdi ve ayni yardımlarda bulunduk. Çin, Fransa, İtalya ve İspanya gibi salgının etkilerinin yoğun görüldüğü ülkelere ilaç, koruyucu ekipman ve cihaz desteği sağladık. Hindistan, Polonya, Arjantin, Brezilya, Almanya, ABD ve Meksika’da da yardım faaliyetleri yürüttük ve maske, dezenfektan gibi malzeme yardımları gerçekleştirdik.

Bayer Türkiye olarak, Üniversite Hastaneleri Birliği Derneği’ne 1 milyon TL bağışta bulunarak, dernek üyesi üniversite hastanelerinin koruyucu ekipman malzeme ihtiyaçlarının karşılanması konusunda destek olduk. Sağlık Bakanlığı, Kamu Hastaneleri Genel Müdürlüğü ile iş birliği içerisinde başlattığımız ‘Kahramanlar Projesi’ kapsamında Türkiye genelindeki 33 ilde bulunan ve pandemi ile mücadelede büyük öneme sahip 123 pandemi hastanesine iletilmek üzere toplam 10 milyon TL değerinde Bepanthol ve Supradyn ürünleri bağışladık.

Hastalıkla mücadelede sağlık sistemine yardımcı olmak, koruyucu ekipman ve malzeme ihtiyaçlarının karşılanmasına katkıda bulunmak amacıyla Bayer G4A Turkey Girişim Hızlandırma programını başlattık. Program kapsamında, sağlık profesyonelleri için yüz koruyucu maske, entübasyon kutusu ve yeni koruyucu ekipmanlar üreten start-up girişimi Tridi Atölye’ye fon desteği sağladık. Bayer olarak çalışanlarımızın aktif katılımı başta olmak üzere; ürünlerimiz, teknik donanımımız ve uzmanlığımız ile dünya çapında ve ülkemizde koronavirüs salgınına karşı mücadeleyi desteklemeye devam ediyoruz.

Türkiye ve dünya OTC pazarının farkları için neler söylersiniz? Türkiye’de bu konuda daha fazla yol alabilmek için sizce gelişmesi gereken noktalar neler?

Tüketici sağlığı ve reçetesiz ilaç pazarındaki küresel dinamizmin sürükleyicisi olan iyi yaşam, kilo yönetimi, vitamin ve diyet ürünleri, spor beslenmesi gibi trendler Türkiye’de de yükselişte. Artan kişi başına gelir, eğitim düzeyi ve sağlıklı yaşam bilincine paralel olarak pandemi sonucunda oluşan sağlık farkındalığı, Türkiye’deki tüketici sağlığı pazarı hacminin büyüdüğünü gözler önüne seriyor. 2020 sonunda tüketici sağlığı pazarının 17,4 milyar TL’ye gıda takviyelerinin payının da %15’ten %20’li oranlara çıktığını görüyoruz. Ancak sektörün gidecek daha çok yolu olduğunu söyleyebiliriz. Türkiye’de kişi başına yapılan tüketici sağlığı ürünleri harcaması 2018 yılında 5,6 Euro seviyesinde kaydedildi. Bu rakam Almanya’da 85, Batı Avrupa’da ise ortalama 67 Euro. Gelişmekte olan ülkelere baktığımızda Mısır’da 9,1 Euro, Afrika ve Orta Doğu’da ise ortalama 6,5 Euro düzeyinde.

Bugün insanlar hayat standartlarını nasıl değiştirmeleri ve ne tür günlük ürünler kullanmaları gerektiğini araştırıyor. ‘Kendine iyi bakmak’, bir trend olarak dünyada sürekli yükseliyor. Sağlıklı yaşam bilincinin artmasıyla birlikte sağlıklı beslenme, ürün içerikleri, sporun ve aktif yaşamın önem kazanması gibi konuların günden güne daha çok konuşulduğunu görüyoruz. İnsanların daha iyi görünme ve hissetmeyi bir alışkanlık haline getirmeleriyle birlikte kişisel bakım harcamaları da artıyor; hastalıklara karşı önleyici sağlık ürünlerinin kullanımı fazlalaşıyor.

Covid-19, OTC pazarını nasıl etkiledi?

Geçtiğimiz yıl pandeminin de etkisiyle gıda takviyeleri pazarında ciddi bir büyüme yaşandı. Tüketiciler hijyen alanında birçok önlem alırken aynı zamanda kişisel sağlık alanında da tedbir almaya başladılar. Bu durum gıda takviyelerine yönelimin artmasına neden oldu. *IQVIA Sell-out araştırmasına göre, bu süreçte bağışıklık pazarının 3 kat, multivitaminlerin ise 2 kat büyüdüğünü, bununla beraber Covid-19 döneminde tüketici sağlığı pazarında ağrı kesiciler, soğuk algınlığı/grip ürünleri ve gıda takviyeleri segmentlerinin dikkat çekici oranda büyüdüğünü* söyleyebiliriz. Covid-19 salgını sırasında gıda takviyelerine olan güvenin de %37 oranında arttığı gözlemleniyor. Nielsen Gıda Takviyesi Kullanımı & Beslenme Alışkanlıkları Ölçümü Nisan 2020’da yaptığı araştırmaya göre, güven artışındaki en önemli sebeplerin başında gıda takviyelerinin; bağışıklık sistemini ve normal beslenmeyi desteklemesi geliyor.

Pandemi sürecinde, tüketicilerin sağlık ve önleyici tedaviler konusunda her geçen gün daha fazla bilgi edindiğini gözlemledik. Gıda takviyesi satın alımlarının %85’i tüketim için geriye kalan %15’lik kısmın ise stoklama için olduğunu görüyoruz. İngiltere, İtalya ve İspanya gibi ülkelerden farklı olarak Türkiye’de tüketicilerin bu ürünleri tercih etmelerinin en önemli nedeni «bağışıklığı desteklemek» için geçtiğimiz yıl yayınlanan Bayer CH EMEA Tracking raporunda da bu ortaya çıktı.**

Gıda takviyelerinde, hane halkı harcamalarına baktığımızda penetrasyonu en çok artan kategori bağışıklık ürünleri oldu. IPSOS Hane Paneli MATQ1 2020 verilerine göre, bunu takip eden multivitaminlerin haneye penetrasyonu, bir önceki seneye göre %41 arttı, büyüme bağışıklık kategorisinde %49 oldu. Yine Nielsen’in yaptığı Gıda Takviyesi Kullanımı & Beslenme Alışkanlıkları Ölçümü Nisan 2020 araştırmasına göre her 4 kişiden 1’inin, Covid-19 döneminde bağışıklığını desteklemek için gıda takviyesi kullandığını gösteriyor. Buna paralel olarak Kantar Covid-19 Barometer Mayıs 2020 araştırması ise tüketicilerin %56’sının ileride vitamin ve gıda takviyelerini daha fazla satın alacaklarını belirtiyor.

Türkiye OTC pazarında Bayer Tüketici Sağlığı’nın konumunu nasıl değerlendirirsiniz?

Tüketici sağlığı pazarı, ilaç sektörü ve ambalajlı tüketim ürünleri pazarından çok daha farklı. Kendi kuralları, doğruları, iş modeli olan, büyük ve farklı bir pazar. Bayer olarak bu pazarda özel bir konumdayız, çünkü çok sayıda bilinen, güvenilir markaya ve bu markaları destekleyen bilimsel uzmanlığa sahibiz.

Tüketici sağlığı pazarına baktığımızda Türkiye’nin %69’unun ne yazık ki yetersiz veya sorunlu sağlık okuryazarlığı kategorisinde olduğunu görüyoruz. Ancak toplumdaki sağlık okuryazarlığı oranı arttıkça tüketici davranışlarında gözlemlenen faydalı değişiklikleri beraberinde getirdiğini söyleyebiliriz. Doğru ürün seçimi, kullanım sıklığı, problem oluşmadan önce çözüme ulaşılması gibi eylemler tüketiciler arasında son yıllarda artış gösteriyor. Burada tüketici sağlığı markalarının hem tüketicilere hem de sağlık profesyonellerine yaptıkları tanıtım faaliyetlerinin etkisi de büyük. Ayrıca tüm dünyayı ve ülkemizi etkisi altına alan Covid-19 pandemisi de tüketicilerin tüketici sağlığı hakkında geçmişe oranla daha fazla bilinç kazanmasına neden oldu.

Bayer’in tüketici sağlığı alanındaki vizyonu nedir?

Vizyonumuz, günlük sağlık alışkanlıklarının dönüşümünü güçlendirerek insanların kendileri ve sevdikleri için doğru sağlık adımları atmalarına ve sağlıklı kalabilmelerine yardımcı olabilmek. Bunu da lider ve güvenilir marka portföyümüz sayesinde gerçekleştirmeye çalışıyoruz.

Ürün portföyünüzü biraz anlatır mısınız? Yakın dönemde pazara sunacağınız yeni ürünler olacak mı?

Tüketici sağlığı markalarımız hem küresel olarak hem de Türkiye’de yüksek bilinirliğe ve güçlü pazar konumuna sahip. Markalarımız; bilim temelli etkisi, kalitesi ve güvenilirliği için tercih ediliyor. Başlıca markalarımızdan bahsetmek gerekirse; dermatoloji kategorisinde lider konumda olan Bepanthol bulunuyor. Redoxon ve Supradyn gıda takviyeleri kategorisinde ilk sıralarda yer alıyor. Sindirim sağlığı kategorisinde ise Rennie ve Talcid markalarımız bulunuyor. Elenatal markamızla da hem hamilelik hem de emzirme döneminde annelere destek oluyoruz. Ayrıca pazara tüm dünyada tüketicilerin günlük sağlık alışkanlıklarına katkı sağlayacak yeni ürünler getirmeye devam edeceğiz.

Bayer, tüketici sağlığı konusunda önemli projelere de imza atıyor. Bize biraz son zamanlarda hayata geçirdiğiniz projelerin detaylarını anlatır mısınız?

Bayer olarak sağlık okuryazarlığına son derece önem veriyoruz. Ülkemizde sağlık okuryazarlığı oranının artmasına destek olmak en önemli motivasyonlarımızdan biri. Eczaneler bu noktada en önemli paydaşlarımız arasında yer alıyor. Biz de sağlık okuryazarlığı alanındaki kurumsal sosyal sorumluluk çalışmalarımıza da paralel olarak 2019 yılında Gıda Takviyesi Kategori Kaptanlığı yolculuğumuzu başlatmıştık. Hedefimiz, gıda takviyesi ürünlerinin eczacılarımızın danışmanlığında tüketicilere ulaşmasını sağlamak. Bu nedenle bu kategorinin altındaki başlıklarda, eczacılarımızın danışmanlığına destek vermek amacıyla eğitimlere başladık. Şu ana kadar Türkiye’nin farklı illerinde, 1.000’den fazla eczacımıza ulaştık. 2021’de bu projenin ikinci adımı olan ‘Tavsiyen Eczanede’ projemiz kapsamında Medipol Üniversitesi Eczacılık Fakültesi ile iş birliği yaparak 27 bin eczacıyı hedeflediğimiz bir sertifika programını başlattık. Gıda takviyeleri konusunda eczacılarımızın danışmanlığını çok önemsiyoruz. Haziran ayının sonunda tamamlanacak eğitimler ile programı bitiren eczacılarımız ‘Tavsiyen Eczanede’ sertifikasını alacaklar. Projemize dair bilgi ve katılım için Medipol Üniversitesi web sayfasından detaylar takip edilebilir.

Ayrıca 2018 yılında önlenebilir sağlık alışkanlıklarının artması ve sağlık okuryazarlığı oranını artırmak için neler yapabileceğimizi düşündüğümüz dönemde yeni bir adım atarak 365 Gün Teneffüste Sağlık projesini hayata geçirdik. İlk aşamada, Öğretmen Akademisi Vakfı (ÖRAV) ile bir araya gelerek çocuklar için pedagog onaylı, Millî Eğitim Bakanlığı’nın sağlık bilgisi ders müfredatını da dikkate alarak eğlenceli oyun içerikleri hazırladık. Türkiye genelinde çeşitli illerde bulunan AVM’lerdeki oyun alanları ve parklara bu hazırladığımız eğitici oyunları çizdik. Projenin ikinci öğretim yılında ‘365 Gün Teneffüste Sağlık’ oyunlarımızı Türkiye’nin dört bir yanındaki ilkokullara taşımayı hedefledik. ÖRAV ve Millî Eğitim Bakanlığı’nın da yardımlarıyla Adana, Ankara, Bursa, Diyarbakır, Erzurum, İstanbul, İzmir, Ordu ve Samsun’da bulunan Millî Eğitim Bakanlığı’na bağlı 77 ilkokulun asfalt zeminlerini öğretici oyun alanlarımızla renklendirdik.

2021 yılı içerisinde en önemli gündem maddeleriniz neler?

Sağlık okuryazarlığı ve bu anlamda eczacılarımızın tüketici sağlığına sağladığı katkıyı daha değerli hale getirmek ana gündemlerimizden. Bu vizyon çerçevesinde, yılın başında hayata geçirdiğimiz ‘Tavsiyen Eczanede’ projesi kapsamında vereceğimiz eğitimlere devam edeceğiz. Medipol Üniversitesi iş birliğimiz ile, iş 4 farklı modül içeriği ile 40 saat sürecek olan eğitimler Haziran ayının sonunda tamamlanacak ve eczacılar ‘Tavsiyen Eczanede’ sertifikalarını alabilecekler.

365 Gün Teneffüste Sağlık projemiz ile ise öğretmenlere ‘365 Gün Teneffüste Sağlık Oyunları Eğitimi’ vereceğiz. Bu eğitim ile katılımcı öğretmenler, oyunların nasıl oynandığını öğrenecek, bulundukları bölgelerdeki diğer öğretmenleri de eğitebilmeleri için, yapılacak ölçümler neticesinde yeterlilik sertifikasının sahibi olabilecekler.

Ayrıca tabii ki 2021’de de eczanelerle birlikte tüketicilerimizin ihtiyaçlarına yönelik ürünler sunabilmek için çalışmalara devam edeceğiz.

Uzun vadeli hedeflerinizden de kısaca söz eder misiniz?

Uzun vadeli hedeflerimizden en önemlisi, inşa ettiğimiz sürdürülebilirlik yapısını güçlendirerek sorumlu marka vizyonumuzu devam ettirmek. Bayer Tüketici Sağlığı’nın sürdürülebilirlik stratejisini ‘100 x 100’ olarak tanımladığımız bir yapı üzerine kurduk. Buradaki ilk ‘100’den kasıt, günlük sağlık çözümlerine erişimi zor olan 100 milyon kişiye erişim sağlama hedefimizi ifade ediyor. Sürdürülebilirlik stratejimizdeki diğer ‘100’ ise çevresel olarak sürdürülebilir bir tedarik zinciri yaratmak için 2030 yılına kadar yapacağımız 100 milyon Euro tutarındaki yatırımı ifade ediyor. Başka bir deyişle, 100 milyon Euro yatırımla 100 milyon kişiye erişeceğiz. Önümüzdeki 10 yıl içerisinde Bayer tüm dünyada sıfır karbon salan bir şirket haline gelecek. Bütün fabrikaları, ofisleri ve toplam tedarik zincirini kapsayan bu hedef doğrultusunda tüm ambalajlarda geri dönüştürülebilir ve çevreye zarar vermeyenleri tercih edeceğiz.

İlginizi çekebilir

Ruhsatlandırma Birimi, Hastaların Yenilikçi İlaçlarla Buluşmasında Kritik Bir Rol Üstleniyor

AstraZeneca Türkiye Ruhsatlandırma ve Pazar Erişim Direktörü Görkem Saka ile Türkiye’de ilaçların ruhsatlandırma süreçleri, AstraZeneca Ruhsatlandırma Birimi’nin faaliyetleri ve yenilikçi ilaçların hastaların hizmetine sunulmasındaki rolüne ilişkin bir sohbet gerçekleştirdik.